Yaş Düzeltme Davası Nedir?
Yaş düzeltme davası, kişinin kimlik yaşının gerçek yaşından farklı olduğu durumlarda söz konusu olmaktadır ve esasen niteliği itibariyle bir çeşit nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır diyebiliriz.
Yaş düzeltme davası ile çeşitli tıbbi, biyolojik ve fizyolojik veriler uzmanlar tarafından incelenir ve raporlanır, tanık beyanı gibi deliller ile ortaya konulan somut olgular hakim tarafından değerlendirilir ve mahkemece kimlik yaşının hatalı olduğuna ve gerçek yaşı yansıtmadığına kanaat getirilmesi halinde nüfus kayıtlarındaki doğum tarihi kaydının ve dolayısıyla da yaşın değiştirilmesine karar verilir.
Kimlik Yaşı Nedir?
Kimlik yaşı, kişinin yaşının nüfus kayıtlarında "doğum tarihi" hanesinde yazılı olan kayıt tarihi üzerinden hesaplanması sonucu ortaya çıkan sonuçtur. Örnek verecek olursak: 2000 yılında doğmuş olan bir kişi, 2018 yılında 18. yaşını doldurmuş olacaktır. Kimlik yaşı, kişinin ceza hukuku, özel hukuk ve idare hukuku alanlarında çeşitli haklar ve sorumluluklarla karşılaşması noktasında belirleyici olmaktadır. Literatürde ve halk arasında "kayıt yaşı" şeklinde de kullanıldığı görülebilmektedir.
Kemik Yaşı Nedir?
Bilimsel olarak "homo sapiens" şeklinde isimlendirilen insan canlısı, ergenliğin sonlarına kadar biyolojik ve fiziksel gelişimini sürdürmektedir. Ancak ergenliğin sona ermesi ile birlikte büyümeyi sağlayan hormonal sistemde meydana gelen gelişmeler nedeniyle, vücuttaki bu büyüme ve gelişme faaliyeti sona erer. Kemik yaşı, kişinin yaşının biyolojik imkanlar dahilinde incelenmesi ve hesaplanmaya konu edilmesi sonucu ortaya konulan yaşıdır.
Kemik yaşı alınacak olan kişinin el ve el bileği röntgen filmi alınır ve iskelet olgunlaşma incelemesi yapılır. Tabii ki yaş büyütme davası veya yaş küçültme davası olarak da bilinen yaş tashihi davası ya da halk arasında daha yaygın olarak bilinen adıyla yaş düzeltme davasında kemik yaşının hesaplanması, avukat veya hakimler tarafından değil, bu alanda uzman kişilerce gerçekleştirilmektedir.
Ancak kemiklerde şekil bozukluğu mevcutsa, kemik yaşı hesaplanılacak olan kişinin iskelet yapısını bozan çeşitli hastalıklar mevcutsa ya da kemik yaşının hesaplanmasını engelleyen başkaca faktörler söz konusu ise kemik yaşı hesaplanması mümkün değildir.
Kemik yaşının inceleme konusu edilmesi, kişinin nüfusa geç kayıt edilmesi gibi çeşitli nedenlerle kimlik yaşının gerçek yaşından farklı olduğu hallerde söz konusu olmaktadır. Yaş düzeltme davası, 20-25 yaş ve öncesi yaşlardaki çocuklar ve ergenler açısından dikkate alınabilir. Çünkü kemik yaşı, kişinin belirli bir olgunluğa erişmesinden sonra gelişimini tamamlamakta ve bu durum da kemik yaşının doğru hesaplanmasını güçleştirmektedir.
Yaş Düzeltme Davasının Şartları Nelerdir?
Yaş düzeltme davası, etkilerinin çok daha ağır sonuçlara sebebiyet vermesi ve birçok farklı hususu ilgilendiren bir konu olmasından dolayı isim değiştirme davası ve soyisim değiştirme davasından ayrı olarak yalnızca kişinin kendi iradesine bağlı değildir. Yaş düzeltme davası açacak olan kişinin, yaşından memnun olmaması sebebiyle yaş değişikliğine karar verilmesi mümkün olamamaktadır.
Esasında yaş düzeltme davalarının açılabilmesi için bazı şartlar söz konusu olmaktadır. Bu şartlar:
Kişinin özel veya resmi hastane, doğumhane veya sağlık ocağı gibi sağlık merkezlerinde doğmamış olması, doğum anına ilişkin olarak başkaca kayıt tutulmamış olması(Örneğin doğum yapan anne adayını hastaneye yetiştirmeye çalışan jandarma personelinin olaya ilişkin olarak tutanak tutmamış olması gibi)
Yaş düzeltme davası ile yaşının değiştirilmesi istenilen kişinin, dış görünüş itibariyle kayıt yaşına uygun görünmemesi,
Yaş değiştirme talep eden kişinin, düzeltme istenilen yaşta ikiz olmayan bir kardeşinin bulunmaması, bu hususa ilişkin olarak iki ayrı doğuma istinaden tıbbi imkansızlıkların bulunmaması,
Yaş düzeltmeye ilişkin olarak objektif nitelikte haklı bir sebebin bulunması(Örneğin ceza yargılamasında kişinin yaşının belirlenmesinin, muhakeme açısından önem arz etmesi veya doğum sonrasında çocuğun nüfus kaydının ailesi tarafından gecikmiş olarak gerçekleştirilmesi gibi)
Yaş Düzeltme Davasının Hukuki Dayanağı
Yaş düzeltme davası veya yaş değişikliği davasının(yaş büyütme davası ya da yaş küçültme davası olarak da bilinir) hukuki dayanağı şu şekilde sayılabilir: Türkiye Cumhuriyeti Anayasamız, Türk Medeni Kanunumuz ve Nüfus Hizmetleri Kanunumuz
Ancak bu dava, ağırlıklı olarak Nüfus Hizmetleri Kanunumuzun konu alanına girmektedir ve dolayısıyla Nüfus Hizmetleri Uygulama Yönetmeliği de dikkate alınmalıdır.
Yaş Düzeltme Davasını Kimler Açabilir?
Yaş büyütme veya yaş küçültme talepli olarak açılmakta olan yaş tashihi davası, kişiye sıkı sıkıya bağlı olan bir hakka ilişkin olarak açıkmaktadır. Bu nedenle bu davanın herkes tarafından açılması mümkün değildir.
Yaş düzeltme davası, yaşını küçültmek veya büyütmek yani yaşını değiştirmek isteyen kişi tarafından bizzat açılabilir. Ancak bu kişi henüz ergin değilse bu davayı velisi(anne veya baba) ya da vesayet altında ise vasisi açabilir.
Bu dava bir avukat aracılığıyla açılacak ve yürütülecekse, avukata verilecek olan vekaletnamede mutlaka yaş düzeltme davalarına ilişkin olarak özel yetki bulunması gerekmektedir.
Konunun kamu düzenini ilgilendiriyor olmasından mütevellit, cumhuriyet savcısının da yaş düzeltme davası açma yetkisi mevcuttur. Bu durum, özellikle konusu ve sonuçları kişinin yaşına bağlı olan ceza davalarında söz konusu olabilmektedir.
Yaş Düzeltme Davası Birden Fazla Kez Açılabilir Mi?
Nüfus Hizmetleri Kanunumuzun 36. maddesinde yer alan eski hükme göre yaş düzeltme davası yalnızca 1(bir) kere açılabilmekteydi. Ancak Anayasa Mahkemesinin 30.03.2012 tarihli ve 2011/34 E., 2012/48 K. sayılı isim değişikliğine ilişkin kararı ile yine Anayasa Mahkemesinin 06.01.2016 tarihli ve 2013/2414 başvuru numarası sayılı yaş değişikliğine ilişkin kararları sonrasında bu durum değişiklik göstermiş ve artık haklı sebeplerin varlığı halinde yaş düzeltme davalarının birden çok defa açılabilmesi mümkün hale gelmiştir.
Dolayısıyla, güncel uygulamada yaş düzeltme davalarının birden çok kez açılması mümkündür. Zaten Nüfus Hizmetleri Kanunumuzun 36. maddesinin 1. fıkrasının b. bendine getirilmiş olan düzenleme ile de bu durum açıklığa kavuşmuştur.
Nüfus Hizmetleri Kanunumuzun 36/1-b. Bendine Göre:
"Haklı sebeplerin bulunması hâlinde aynı konuya ilişkin düzeltme yapılması hâkimden istenebilir. Ad değişikliği hâlinde, nüfus müdürlüğü bu kişinin çocuklarının baba veya ana adına ilişkin kaydı, soyadı değişikliğinde ise eşin ve ergin olmayan çocukların soyadını da düzeltir."
Yaş Büyütme veya Yaş Küçültme Nasıl Gerçekleştirilir?
Yukarıda kısaca ifade etmiş olduğumuz üzere kimlik yaşının artırılması veya azaltılması şeklinde sonuç doğuracak olan yaş düzeltme işlemi, bu hususa ilişkin olarak bir dava açılmasını gerektirir.
Yukarıda saymış olduğumuz yaş düzeltme davası şartlarının mevcudiyeti halinde
Kimlik yaşı, kişini nüfus kayıtlarında yer alan doğum tarihine göre hesaplanan yaşıdır. Kimlik yaşının büyültülmesi haklı nedenlerin varlığı halinde ancak mahkeme kararıyla olabilmektedir. Kişi, kimlikte yer alan yaşından daha büyük ise yaşının büyültülmesini mahkemeden talep edebilir. Mahkeme bunun için kişinin doğduğu yerin resmi bir kurum olup olmadığı, kardeşi var ise yaşlarının çakışıp çakışmadığı gibi nedenleri araştırır. Mahkeme gerekli araştırma ve incelemeyi yapar ve koşulların bulunması halinde kişinin yaşının büyültülmesine karar verir.
Yaş Düzeltme Davasında Deliller
Yaş düzeltme davalarında kimlik yaşının gerçek yaştan farklı olduğu beyan edilmektedir ve bu hususun ispat edilebilmesi adına tanık beyanı, kemik yaşı hesaplaması, bilirkişi raporu, uzman görüşü, hastane kayıtları, nüfus kayıtları, ilgili kolluk tutanakları başta olmak üzere her türlü hukuki delil ileri sürülebilmektedir.
Yaş Düzeltme Davasında Tanık Beyanının Önemi
Toplumdaki yaygın kanının aksine yaş düzeltme davalarında tanık beyanına da dayanılabilmektedir. Bu davada yalnızca kemik yaşı incelemesi gibi biyolojik ve fizyolojik unsurlarla değerlendirme yapılması gerektiği gibi bir yanlış algı söz konusu olabilmektedir. Ancak kimi hallerde kemik yaşı incelemesi yapılması dahi mümkün olamayabilmektedir.
Bu nedenle yaş düzeltme davalarında tanık beyanları son derece önemlidir. Örneğin özellikle sağlık imkanlarının çok yaygın olmadığı yakın geçmişte birçok doğum hastane, doğumhane veya sağlık ocağı gibi bir kurumdan ziyade köylerde ebelikle uğraşan kişilerin evlerinde veya doğum yapacak olan ailenin kendi evinde gerçekleşebilmekteydi. Bu gibi hallerde ulaşım zorlukları, eğitim düzeyindeki yetersizlik gibi bir çok sebeple çocuğun nüfusa kaydı da geciktirilebilmekteydi. Bu tip durumlardan muzdarip olan vatandaşların yaş düzeltme davası açması halinde kemik yaşı tespiti de mümkün olamamaktaysa en kuvvetli delil tanık beyanı olarak ortaya çıkmaktadır.
Hatta kemik yaşı incelemesi yapılabilen hallerde dahi tanık beyanı, kemik yaşı incelemesinin kendi tabiiyetinden kaynaklı olan belirsizlikleri ortadan kaldırmak ve hakimin somut olayı daha net bir şekilde anlamasını sağlamak noktasında büyük öneme sahip olmaktadır.
YARGITAY KARARLARI
8. Hukuk Dairesi 2017/8422 E. , 2018/11278 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Nüfusta Yaş Düzeltim İstemli
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Dava dilekçesinde, davacının 26.01.1989 olan doğum tarihinin 26.01.1990 olarak düzeltilmesi istenmiş; mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karar; davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu 36.maddesi kapsamında nüfus kayıtlarındaki doğum tarihinin düzeltilmesi istemine ilişkindir.
Dosya kapsamından, davacının 26.01.1989 doğumlu olarak 27.01.1989 tarihinde nüfusa tescil edildiği, davacının kemik yaşının tespiti amacıyla alınan Siverek Devlet Hastanesinin 30.04.2015 tarihli sağlık kurulu raporunda, 22 (yirmiiki) yaş sonu ile 25 (yirmibeş) yaş arası ile uyumlu olduğunun bildirildiği anlaşılmaktadır.
1- Kişilerin en erken doğdukları gün nüfusa tescil edilebilecekleri, 27.01.1989 olan tescil tarihine kadar davacının doğum tarihinin (bu tarih dahil) düzeltilebileceği, doğmadan önce nüfusa tescil edilmesinin mümkün olmadığı dikkate alınmadan doğum tarihinin 26.01.1990 olarak düzeltilmesi nüfus kayıtlarında çelişki meydana getirmektedir.
Hakim, nüfus kayıtlarında düzeltme yapılmasına karar verirken, kayıtlar arasında çelişki meydana getirmemek ve hayatın olağan akışına ters düşecek durumlara yol açmamaya özen göstermek zorunda olup, mahkemece belirtilen hususlara uyulmaması usul ve kanuna aykırı bulunmuştur.
2-Kabule göre de;
25 yaşından sonra tıbben yaş tespiti mümkün olmadığı gibi kayden 25 yaşın üzerinde olan davacının bu yaşının düzeltilmesi için mevcut bilgi ve belgelerin yeterli sayılamayacağı, ilgilinin doğum tarihi ile tanığın dinlendiği tarih arasında uzunca bir zaman geçtiğinden beyanlarında yanılgı ihtimali bulunduğu, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'na göre açılan kayıt düzeltme davalarının kamu düzeni ile yakından ilgili bulunması, mahkemelerin tarafların veya tanıkların beyanları ile bağlı kalmaksızın gerçeği araştırıp doğru sicil oluşturmak mecburiyetinde olduğu dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesi gerekirken, kamu düzeni ile ilgili olan resmi kaydın mücerret iddia esas alınarak davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nın Geçici 3. maddesi ve 1086 sayılı HUMK'nın 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nın 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 12.04.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
8. Hukuk Dairesi 2017/7649 E. , 2018/11281 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Yaş Düzeltilmesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Dava dilekçesinde, davacının 29.03.1985 olan doğum tarihinin 29.03.1987 olarak düzeltilmesi istenmiş; mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karar davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu 36.maddesi kapsamında nüfus kayıtlarındaki doğum tarihinin düzeltilmesi istemine ilişkindir.
Dosya kapsamından, davacının 29.03.1985 doğumlu olarak 24.04.1986 tarihinde nüfusa tescil edildiği, davacının kemik yaşının tespiti amacıyla alınan ... Devlet Hastanesinin 05.04.2016 tarihli sağlık kurulu raporunda, 22 (yirmiiki) yaş üzeri olarak tespit edildiği anlaşılmaktadır.
1- Kişilerin en erken doğdukları gün nüfusa tescil edilebilecekleri, tescil tarihi 24.04.1986 olan davacının doğum tarihinin bu tarihe kadar (bu tarih dahil) düzeltilebileceği, kişinin doğmadan önce nüfusa tescil edilmesinin mümkün olmadığı dikkate alınmadan doğum tarihinin 29.03.1987 olarak düzeltilmesi nüfus kayıtlarında çelişki meydana getirmektedir.
Hakim, nüfus kayıtlarında düzeltme yapılmasına karar verirken, kayıtlar arasında çelişki meydana getirmemek ve hayatın olağan akışına ters düşecek durumlara yol açmamaya özen göstermek zorunda olup, mahkemece belirtilen hususlara uyulmaması usul ve kanuna aykırı bulunmuştur.
2-Kabule göre de;
25 yaşından sonra tıbben yaş tespiti mümkün olmadığı gibi kayden 25 yaşın üzerinde olan davacının bu yaşının düzeltilmesi için mevcut bilgi ve belgelerin yeterli sayılamayacağı, ilgilinin doğum tarihi ile tanığın dinlendiği tarih arasında uzunca bir zaman geçtiğinden beyanlarında yanılgı ihtimali bulunduğu, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'na göre açılan kayıt düzeltme davalarının kamu düzeni ile yakından ilgili bulunması, mahkemelerin tarafların veya tanıkların beyanları ile bağlı kalmaksızın gerçeği araştırıp doğru sicil oluşturmak mecburiyetinde olduğu dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesi gerekirken, kamu düzeni ile ilgili olan resmi kaydın mücerret iddia esas alınarak davanın kabulüne karar verilmesi, doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nın Geçici 3. maddesi ve 1086 sayılı HUMKnın 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nın 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 12.04.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
8. Hukuk Dairesi 2017/8130 E. , 2018/11292 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Yaş Düzeltilmesi İstemli
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Dava dilekçesinde, davacının 19.12.1983 olan doğum tarihinin 19.12.1985 olarak düzeltilmesi istenmiş; mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karar davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu 36.maddesi kapsamında nüfus kayıtlarındaki doğum tarihinin düzeltilmesi istemine ilişkindir.
Dosya kapsamından; davacının, 19.12.1983 doğumlu olarak 26.12.1983 tarihinde nüfusa tescil edildiği, kemik yaşının tespiti amacıyla alınan ...Devlet Hastanesinin 16.03.2016 tarihli sağlık kurulu raporunda, 19 (ondokuz) yaş ve üstü ile uyumlu olduğunun bildirildiği anlaşılmaktadır.
1- Kişilerin en erken doğdukları gün nüfusa tescil edilebilecekleri, tescil tarihi 26.12.1983 olan davacının doğum tarihinin bu tarihe kadar (bu tarih dahil) düzeltilebileceği, kişinin doğmadan önce nüfusa tescil edilmesinin mümkün olmadığı dikkate alınmadan doğum tarihinin 19.12.1985 olarak düzeltilmesi nüfus kayıtlarında çelişki meydana getirmektedir.
Hakim, nüfus kayıtlarında düzeltme yapılmasına karar verirken, kayıtlar arasında çelişki meydana getirmemek ve hayatın olağan akışına ters düşecek durumlara yol açmamaya özen göstermek zorunda olup, mahkemece belirtilen hususlara uyulmaması usul ve kanuna aykırı bulunmuştur.
2-Kabule göre de;
25 yaşından sonra tıbben yaş tespiti mümkün olmadığı gibi kayden 25 yaşın üzerinde olan davacının bu yaşının düzeltilmesi için mevcut bilgi ve belgelerin yeterli sayılamayacağı, ilgilinin doğum tarihi ile tanığın dinlendiği tarih arasında uzunca bir zaman geçtiğinden beyanlarında yanılgı ihtimali bulunduğu, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'na göre açılan kayıt düzeltme davalarının kamu düzeni ile yakından ilgili bulunması, mahkemelerin tarafların veya tanıkların beyanları ile bağlı kalmaksızın gerçeği araştırıp doğru sicil oluşturmak mecburiyetinde olduğu dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesi yerine, kamu düzeni ile ilgili olan resmi kaydın mücerret iddia esas alınarak davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nın Geçici 3. maddesi ve 1086 sayılı HUMK'nın 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nın 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 12.04.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Av. Yılmaz GÜNEŞ