İSTANBUL (...) AİLE MAHKEMESİNE
Dosya No : 2024/
Davacı : İSİM SOYİSİM TC
ADRES
Vekili : Av. .....................
(Adres Antettedir.)
Davalı : İSİM SOYİSİM TC
ADRES
Konu : Müşterek çocuğun velayetinin değiştirilmesi taleplidir.
Açıklamalar
Müvekkil ile davalı, İstanbul ... Aile Mahkemesi ../.. E. ../.. K. Sayılı dosyasında görülen anlaşmalı boşanma davası ile ../../.. tarihinde boşanmışlardır. İşbu davada ../../.... tarihinde doğan müşterek çocuk ..................' ın velayetinin anneye bırakılmasına karar verilmiş, karar ../.../..... tarihinde kesinleşmiştir. (Ek-1: Gerekçeli Karar ve Kesinleşme Şerhi)
Henüz 13 yaşını yeni tamamlayan .............'nın velayetinin davalıya verildiği süreç içerisinde; davalı annenin müşterek çocuğun ihtiyaçlarını karşılayacak ekonomik refahının bulunmaması, çocuğun gelişimi açısından gerekli eğitimin sağlanması konusunda davalının yetersiz kalması, çocuğun, müvekkil baba ile iletişimde olmasını veyahut sağlıklı baba - kız ilişkisi kurmasını engelleyecek şekilde yetiştirilmesi, 13 yaşındaki kız çocuğunun cinsiyet algısından uzakta büyütülmesi gibi sebeplerle velayetin değiştirilmesi talepli huzurdaki davayı açma zaruriyetimiz doğmuştur. Şöyle ki;
DAVALININ, MÜŞTEREK ÇOCUĞUN İHTİYAÇLARINI KARŞILAYACAK EKONOMİK REFAHININ BULUNMAMASI NEDENİYLE VELAYETİN DEĞİŞTİRİLMESİ GEREKMEKTEDİR.
Taraflar arasında görülen ../.../..... tarihli kesinleşen boşanma davası sonrasında, müşterek çocuğun gerek sağlık gerek eğitim gerekse de diğer tüm ihtiyaçlarının davalı tarafça karşılanması mümkün değildir. Zira, davalı sabit bir maaş ile çalışmakta olup müşterek çocuğun çok yönlü yetiştirilmesi, okul dışında aktivitelerde bulunmasını karşılayacak mali gücü bulunmamaktadır. İşbu nedenle velayetin davalı anneden alınarak ekonomik özgürlüğü bulunan, müşterek çocuğun eğitim ve sair ihtiyaçlarından lüzumu gereken tüm maddi ihtiyacı karşılayacak davacı müvekkile verilmesini talep ederiz.
DAVALI, MÜŞTEREK ÇOCUĞUN EĞİTİM HAYATINDA YETERSİZ KALMAKTADIR.
Müşterek çocuk, henüz 13 yaşında olmakla birlikte yaşıtlarına göre oldukça bilinçli, akıllı ve bir o kadar da sosyal bir çocuktur. Bu anlamda okuldaki ders başarısı dışında gerek spor gerekse de diğer ilgi alanlarına yönlendirilmeli ve işbu etkinliklerle çocuğun gelişimi desteklenmelidir. Ancak davalı anne bu anlamda eksik kalmakla birlikte müşterek çocuk şuan ihtiyacı olan bu yönlendirmeden mahrum kalarak büyümektedir. Davalı anne ile müvekkil baba arasında iletişim kopukluğunun mevcut olması işbu yönlendirmenin müvekkil tarafından yapılmasını da engellemektedir. Dolayısıyla müşterek çocuğun üstün menfaati gereği velayetin davalı anneden alınarak davacı babaya verilmesi gerekmektedir.
MÜŞTEREK ÇOCUK, DAVACI BABANIN SEVGİ VE ŞEFKATİNDEN UZAKTA BÜYÜTÜLMEKTEDİR.
Davalı anne, müşterek çocuğun müvekkil baba ile sağlıklı baba - kız ilişkisinin kurulmasına engel olmaktadır. Müşterek çocuk, baba sevgisi ve şefkatinden uzak büyümekte adeta babasından çekinir hale gelmektedir. İşbu durum biricik kızını çok seven davacı müvekkili çok üzmektedir. Müvekkil, müşterek çocuk ile aralarındaki bu iletişim kopukluğuna davalı annenin sebep olduğunu düşünmekte, davalının kızını kendisine karşı doldurduğunu düşünmektedir.
Henüz ergenlik zamanına yeni girmiş bir kız çocuğunun her ne kadar annesine ihtiyacı varsa bir o kadar da babasına ihtiyacı bulunmaktadır. Zira çocuğun annesinden aldığı sevgi ile babasından aldığı sevgi farklı olup çocuğun sağlıklı büyümesi ve üstün menfaati dolayısıyla her iki sevginin de tam olması gerekir. Bu anlamda bir babanın tek görevi çocuğunun maddi geçimini sağlamak, nafaka ödemek olmayıp bizatihi çocuğun fikri ve duygusal gelişiminde birinci dereceden etkili de olmalıdır. Davalı anne işbu etkinin gelişimini engellediğinden, müvekkil kızı ile sağlıklı iletişim kuramamaktadır.
MÜŞTEREK ÇOCUK, CİNSİYET ALGISINDAN UZAKTA BÜYÜTÜLMEKTEDİR.
Müşterek çocuk ergenliğe yeni girmiş bir kız çocuğu olmasının yanı sıra davalı tarafından bu algıdan uzak yetiştirilmektedir. Davalı anne, erkek çocuğu gibi davranacak şekilde yetiştirmiş ve bu yetiştirme tarzı hala devam etmektedir. Oysaki, çocuğun yaşı itibariyle artık bu durumdan uzaklaşması sağlıklı büyümesi için zaruridir. Dolayısıyla davalı annenin müşterek çocuğun velayet görevi konusunda özensiz davranışları dikkate alındığında velayetin davalı anneden alınarak davacı babaya verilmesi gerekmektedir.
Türk Medeni Kanunu Madde 324- "Ana ve babadan her biri, diğerinin çocuk ile kişisel ilişkisini zedelemekten, çocuğun eğitilmesi ve yetiştirilmesini engellemekten kaçınmakla yükümlüdür. Kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzuru tehlikeye girer veya ana ve baba bu haklarını birinci fıkrada öngörülen yükümlülüklerine aykırı olarak kullanırlar veya çocuk ile ciddî olarak ilgilenmezler ya da diğer önemli sebepler varsa, kişisel ilişki kurma hakkı reddedilebilir veya kendilerinden alınabilir. Velayet kendisine bırakılan ana veya baba, kişisel ilişki düzenlemesinin gereklerini yerine getirmezse çocuğun menfaatine aykırı olmamak kaydıyla velayet değiştirilebilir. Bu husus kişisel ilişki kurulmasına dair kararda taraflara ihtar edilir.
"
Hukuki Sebepler : Türk Medeni Kanunu ve ilgili mevzuat.
Hukuki Deliller :Nüfus kayıt belgeleri, Sosyal İnceleme Raporları, Mahkeme kararları, SGK Kayıtları, Fotoğraf, Video kaydı, Okul kayıtlaro, Sağlık Raporları, Bilirkişi incelemesi, Tanık beyanları, Keşif, Yemin ve Uzman Görüşü ve her türlü yasal deliller.
Netice ve Talep : Yukarıda izah ettiğimiz ve re'sen nazara alınacak sebeplerle;
Davamızın KABULÜNE,
Müşterek çocuk velayetinin DEĞİŞTİRİLMESİNE, velayetin davalı anneden alınarak velayetinin müvekkil babaya VERİLMESİNE,
Sayın Mahkeme ; velayeti müvekkil babaya vermez ise, baba ile çocuk arasındaki kişisel ilişkisinin yeniden düzenenerek sürelerinin arttırılmasına,
Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine,
Karar verilmesini bilvekale talep ederiz. ../../2024
Davacı Vekili
Av. .........................