MİRASIN AÇILDIĞI AN
Mirasın açıldığı an TMK madde 575 te düzenlenmiştir. İşbu hükme göre miras ölümle açılır. Aynı maddenin 2. Fıkrası miras bırakanın sağlığında yapmış olduğu mirasla ilgili kazandırmalar ve paylaştırmalar terekenin ölüm anındaki durumuna göre değerlendirilir.
Ölümün gerçekleştiği an ölenin kayıtlı olduğu nüfus siciline öldüğü kaydı düşülmeden veya başka bir şekilde ölü m olayı belgelenmeden miras geçer. Tüm kayıtlar yalnızca ölüm anını belirlemede delil niteliği taşımaktadır. TMK madde 30 uyarınca ölüm resmi nüfus kayıtları ile ispatlanır. Nüfusta öldüğü belirtilen kişinin ölümünü dolayısıyla mirasın açılma anını ispata gerek yoktur. Ölümüne kesin gözüyle bakılacak durumda kaybolan fakat cesedi bulunamayan kişinin ölüm kaydı o yerin mülki amirinin emriyle kütüğe ölüm kaydı düşülecektir. ( TMK MADDE 44 ) . Ölüm anı nüfusa ölüm kaydının düşüldüğü an olmayıp gerçek ölüm anıdır. Gaiplik halinde mirasın geçmesinde kendine özgü özellikleri vardır. Gaiplik kararı verilmeden önce miras hukukuna bir etkisi yoktur. Ancak mahkemenin kararı gaipliğin türüne göre gaibin ölüm tehlikesi içinde kaybolduğu gün veya gaipten son haberin alındığı gün ölüm gerçekleşmiş gibi geriye etkili olarak hüküm doğuracaktır. (TMK MADDE 35 )
MİRASIN AÇILDIĞI YER
Mirasa ilişkin yetkili mahkemenin belirlenmesi Medeni Kanun'da açık şekilde düzenlenmiştir. Söz konusu kanunda yer alan düzenlenmeye göre; miras mal varlığının tamamı için mirasbırakanın yerleşim yerinde açılır. Mirasbırakanın tasarruflarının iptali veya iptali veya tenkisi, mirasın paylaştırılması ve miras sebebiyle istihkak davaları bu yerleşim yeri mahkemesinde görülür. ( TMK MADDE 576 ) Kanunda düzenlenen yetkili mahkeme miras sebebiyle sahip olunan hakların ileri sürülmesi ve çıkacak uyuşmazlıkların çözülmesi için açılacak davaların yeridir.
Mirasbırakanın son yerleşim yeri dışında başka bir yerde ölmesi halinde yetkili mahkeme müteveffanın öldüğü yerdeki mahkeme değil, son yerleşim yeri mahkemesidir. Bu ve benzeri durumlarda mirasbırakanın öldüğü yerin sulh hakimi mirasbırakanın yerleşim yeri sulh hakimine durumu bildirmek ve kendi bölgesindeki tereke mallarını koruması için gerekli önlemleri almak ile yükümlüdür. Bununla ilgili dosyayı ve varsa vasiyetnameyi yerleşim yeri sulh hakimine gönderir. ( TMK MADDE 589/IV)
MİRASBIRAKANIN YERLEŞİM YERİNDE AÇILABİLECEK DAVALAR
TMK Madde 576/II'de belirtilen iptal, tenkis, mirasın paylaştırılması ve miras sebebiyle istihkak davaları
Denkleştirme
Mirasın Reddi
İhtiyati Tedbirler
Paylaşmanın Butlanına İlişkin Davalar
Mirasçılar Arasında Terekenin Yönetimi Sebebiyle Çıkacak İhtilaflara İlişkin Davalar
Terekenin Kesin Paylaştırılmasına Kadar Tereke Aleyhine Açılacak Davalar
MİRASIN AÇILMASINDA GÖREVLİ MAHKEME
Medeni Kanunun 589 , 609, 620 ve 634. Hükümlerinde düzenlenen davalarda görevli mahkemeler SULH HUKUK MAHKEMELERİDİR.
MİRASÇI VEYA VASİYET ALACAKLISI OLABİLMENİN YASAL ŞARTLARI
Mirasçı veya vasiyet alacaklısı olabilmek için mirasbırakanın kanunda belirtilen derecede yakını, eşi olması ya da lehine ölüme bağlı kazandırma yapılması yeterli değildir. Mirasçının aşağıda yazılı 3 şartı da sağlaması gerekmektedir;
Mirasbırakanın ölümü anında mirasçı veya vasiyet alacaklısı sağ olmalıdır.
Hak ehliyetine sahip olmalıdır.
Mirastan yoksunluk sebeplerinden biriyle bu sıfatını kaybetmiş olmamalıdır.
TÜZEL KİŞİLERİN MİRASÇILIKTAKİ YERİ
Tüzel kişilerin yasal mirasçı olmaları söz konusu değildir. Bunu tek istisnası Devlet'tir.( TMK MADDE 501). Ancak tüzel kişilerin atanmış mirasçı veya vasiyet alacaklısı olmaları ö nünde hukuki herhangi bir engel yoktur. Mirasçı veya vasiyet alacaklısı tüzel kişinin mirasın açıldığı anda kişilik kazanmış ve kişiliği son bulmamış olmalıdır. Tasfiye halinde olmasının mirasçı veya vasiyet alacaklısı olması üzerinde herhangi bir etkisi yoktur.
Mirasbırakanın tüzel kişiliği olmayan bir topluluğu mirasçı ataması veya vasiyet alacaklısı tayin etmesi normal şartlarda mirasçılığa ehil kimsenin bulunmamasından dolayı, tasarrufun geçersiz sayılmasına sebebiyet vermelidir. Ancak kanunkoyucunun mirasbırakanın iradesini mümkün olduğu kadar ön planda tutma ilkesi gereğince, geçersiz sayılabilecek bu gibi tasarruflar için TMK 577/II hükmünü düzenlemiştir. İlgili hüküm gereğince tüzel kişiliği bulunmayan bir topluluğa belli bir amaç için yapılan kazandırmalar o topluluk içinde bulunan kişilere belirlenen amacı gerçekleştirme şartıyla yapılmış sayılır. Amacın bu yolla gerçekleştirilmesine imkan yoksa, yapılan kazandırma vakıf kurma sayılır.
MİRASTAN YOKSUNLUK SEBEPLERİ
Kasten ve hukuka aykırı olarak mirasbırakanı öldürmek ya da öldürmeye teşebbüs etmek
Kasten ve hukuka aykırı olarak mirasbırakanı , sürekli şekilde ölüme bağlı tasarruf yapamayacak duruma getirmek
Aldatma, zorlama veya korkutma yoluyla mirasbırakanı bir ölüme bağlı tasarruf yapmasını ya da onun bir ölüme bağlı tasarruftan dönmesini sağlamak veya engellemek
Bir ölüme bağlı tasarrufu, mirasbırakanın yeniden yapamayacağı bir durum ve zamanda kasten ve hukuka aykırı olarak ortadan kaldırmak veya bozmak
Eşin ölmesinden sonra mirasçının devam ettiği butlan davasında sağ kalan eşin iyi niyetli olmaması
Boşanma davası devam ederken ölen eşin mirasçısının davaya devam ederek davalı eşin kusurlu olduğuna dair karar alması
MİRASTAN YOKSUNLUĞUN SONUÇLARI
Mirasçılıktan çıkarılan kimse ölmüş gibi kabul edilir. Paylaşmaya katılamaz ya da vasiyet alacaklısı ise mirasçılara karşı vasiyetin yerine getirilmesine ilişkin talep hakkını kullanamaz
Yoksunluk nispidir. Yoksunluğa sebebiyet oluşturulacak fiil kime karşı işlendiyse, o kişiye karşı mirasçılık sıfatını kaybedecektir
MİRASTAN YOKSUNLUKTA AFFIN ETKİSİ
Hukukumuzun mirasa ilişkin hükümleri mirasbırakanın iradesine üstünlük tanımaktadır. Mirastan yoksunluk, mirasbırakanın affıyla ortadan kalkar. (TMK MADDE 578/II). Buradaki af mirasbırakanın bir duygu açıklamasından ibarettir. Bu sebeple herhangi bir şekil şartına bağlı olmayıp örtülü ifade yahut affın varlığına delil olacak fiilerin varlığı dahi yeterlidir.
MİRASIN AÇILMASINA İLİŞKİN YARGITAY KARARLARI
Yargıtay Kararı - 2. HD., E. 2010/7533 K. 2010/12218 T. 21.6.2011
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, mirasın gerçek reddine (TMK.m.605/1) ilişkin kararın iptaline (TMk.m.617/1) yöneliktir. Mirasın açılması, mirasbırakanın tasarruflarının iptali, tenkisi, miras sebebiyle istihkak davalarında olduğu gibi, bu dava da da yetkili mahkeme; mirasbırakanın yerleşim yeri mahkemesidir. (TMk.m.576) Bu yetki, kamu düzeniyle ilgili olup kesindir. Yargılamanın her aşamasında mahkemelerce kendiliğinden (re'sen) gözetilmek zorundadır. Mirasbırakan Mustafa'nın yerleşim yerinin Burdur olduğu, dosya kapsamından (mirasın reddine dair dava dosyası, nüfus kaydı, tapu kaydı vd.) anlaşılmaktadır. Dava hakkında yetkisizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasının incelenmesi doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Temyiz olunan hükün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 21.06.2010 (Pzt.)
Yargıtay Kararı - 14. HD., E. 2016/8856 K. 2019/2631 T. 25.3.2019
Davacı, davalıların murisinin alacaklısıdır. Kanun koyucu murisin alacaklılarına mirasçıların mirası ret hakkından mahrum olduklarının tespiti davası açma imkanı tanımıştır. Ödemeden aciz bir murisin mirasını reddeden mirasçılar, onun alacaklarına karşı ölümünden önceki beş yıl içinde ondan almış oldukları ve mirasın paylaşılmasında geri vermekle yükümlü olacakları değer ölçüsünde sorumlu olurlar (TMK m. 618 f.I). Murisin alacaklılarının korunması belirtilen koşulların gerçekleşmesine bağlıdır. Bunun için; miras açılmış olmalı, ödemeden aciz bir muris bulunmalı, miras süresinde reddedilmelidir. Reddeden mirasçıya kazandırma yapılmış olmalıdır. Mirasın kayıtsız şartsız reddi kararının iptali davalı tüm mirasçılara yöneltilmelidir. Bu konuda açılacak dava herhangi bir süreye tabi değildir. Mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli olabileceği gibi resmen tespit edilmiş olabilir. Borç, mirasbırakana ait olmalıdır. Mirasbırakanın ödemeden aczi her türlü delille ispatlanabilir. İspat yükü davacıdadır. Miras, mirasbırakanın ölümüyle açılır. Mirasbırakanın sağlığında yapmış olduğu mirasla ilgili kazandırmalar ve paylaştırmalar, terekenin ölüm anındaki durumuna göre değerlendirilir (TMK m 575).
TMK'nin 618. maddesi kapsamında murisin alacaklılarının açmış olduğu mirasın reddinin iptali davasında, TMK'nin 617. maddesinde belirtilen altı aylık hak düşürücü sürenin uygulanma olanağı bulunmamaktadır.
Somut olayda, mahkemece işin esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken TMK'nin 617/1 maddesinde açıklanan hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.03.2019 gününde oybirliği ile karar verildi.
Yargıtay Kararı - 2. HD., E. 2008/2766 K. 2009/7790 T. 22.04.2009
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Mirastan çıkarılma ve mirastan yoksun kalma sebepleri ya da mirasın reddi veya mirastan feragat sözleşmesi bulunması mirasçılık belgesi verilmesine veya istenmesine engel değildir.Mirasbırakan K1’nın eşi K2 davadan önce vefat etmiş olup, mirasçıları da davacılardır.Ağır Ceza Mahkemesindeki yargılamada sanık K2 vefat ettiğinden davanın düşmesine karar verilmiştir. Mirastan yoksunluğu düzenleyen Türk Medeni Kanununun 578. maddesinin 1. fıkrasında, mirasbırakanı kasten ve hukuka aykırı olarak öldürmek mirastan yoksunluk sebebi olarak gösterilmiştir.Mirastan yoksunluğun tespiti de mirasçılık belgesi verilmesinde görevli mahkemeye aittir.Mahkemece yapılacak iş, ceza dosyası da incelenerek mirastan yoksunluk sebebinin bulunup bulunmadığının tespiti ve sonucuna göre karar vermekten ibarettir.Yoksunluk sebebinin tespiti halinde mirasçılık belgesinde miras paylarını gösterecek şekilde hüküm kurulması, ancak K2’in mirastan mahrum olduğunun ve mahrumiyetinin hukuki sonuçlarının terekenin paylaştırılması sırasında gözetileceğine işaret edilmelidir.Yukarıda yazılı kurallara uyulmadan yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan sebeplerle BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.
Av. YIlmaz GÜNEŞ