top of page

Malpraktis- Bilirkişi Raporuna İtiraz Diledkçesi

İSTANBUL ..... TÜKETİCİ MAHKEMESİNE


Dosya No : 2024/... E.

Davacı : İSİM SOYİSİM

Vekili : Av. ..................

Davalı : İSİM SOYİSİM

Vekili : Av. .................

Konu : ../../...... tarihli ek bilirkişi raporuna beyan ve itirazlarımızdır.


Açıklamalar


Sayın Mahkemeniz huzurunda görülen yukarıda esas numarası yazılı dava dosyasına ../../... tarihli ek bilirkişi raporu sunulmuş olup tarafımıza e-tebliğ edilmiştir. Bilirkişi raporuna karşı aşağıda detaylıca beyanlarda bulunmuş olmakla birlikte, önceki itirazlarımız baki kalmak kaydıyla huzurdaki ek bilirkişi raporuna itirazlarımızı sunmaktayız. Şöyle ki;


BİLİRKİŞİ RAPORUNDA, DAVALI HEKİMİN RESTORASYONLARIN SÖKÜMÜ SIRASINDA MÜVEKKİLİN ZARAR GÖRMESİNE SEBEP OLDUĞU TESPİT EDİLMİŞTİR.


Ek bilirkişi raporunun sonuç kısmının 5. Fıkrasında "dava dosyasındaki ifade ve deliller ışığında davalı hekim restorasyonların sökümü esnasında davacı hastanın zarar görmesine sebep olmuştur." şeklinde iddialarımızı doğrular mahiyette tespitte bulunulmuştur.


Taraflar arasında akdedilen sözleşme, estetik amaçlı olup Yargıtayın yerleşmiş kararları doğrultusunda hukuken ESER SÖZLEŞMESİDİR. Eser sözleşmesi gereği sonuç taahhüdü veren iş sahibi, umulmayan hal ve hatta kaza sebebiyle garanti verdiği sonucun gerçekleşmemesi halinde dahi ortaya çıkan zararları da karşılamayı üstlenmiştir.


Somut olayda ise, davalılar sonuç olarak taahhüt edilen işlemi yerine getirmedikleri gibi ek bilirkişi raporunda da tespit edildiği üzere müvekkili biyolojik ve madden zarara uğratmışlardır. Dolayısıyla müvekkile TAAHHÜT EDİLEN İŞİN GEREĞİ GİBİ YERİNE GETİRİLMEMESİNDEN, hatalı işlem yaparak müvekkili zarara uğratan davalılar müteselsiler sorumludur. Bilirkişi raporunda da işbu husus tespit edilmiştir. Sayın Mahkemece huzurdaki dosyanın hukuk ve hakkaniyet gereği kabulü gerekmektedir.



EK BİLİRKİŞİ RAPORUNDA MÜVEKKİLE TEDAVİYE İLİŞKİN BİLGİ VERİLMEDİĞİ TESPİT EDİLMİŞTİR.


Müvekkilin prova aşamasında işlemi onayladığına dair somut bir veri veyahut onay belgesi bulunmamaktadır. Önemle üzerinde durulması gereken husus şudur ki; hastane ve kliniklerin hasta bakım dosyalarını saklama yükümlülükleri bulunmaktadır. Malpraktise ilişkin davalarda davacının ispat külfeti, davalı hastane ve kliniklerin hasta bakım dosyalarını sunmaması üzerine yer değiştirmektedir. Hiç kimsenin kusurundan faydalanamayacağı temel hukuk ilkesi gereğince kayıtları sunamayan davalıların kusurlarına ilişkin ispat külfetlerini yerine getiremedikleri sabittir. Zira, bilirkişi raporunun 4. Başlığında da "Davacının bilgilendirildiğine dair bir kanıt bulunmamaktadır." şeklinde tespit mevcuttur.


Bununla birlikte, provadaki işlemin onaylandığına ilişkin ONAM FORMU DOSYADA YOKTUR. Daha önce de defaatle beyanda bulunduğumuz üzere, müvekkil mesaj kayıtları ile işlemden MEMNUN OLMADIĞINI, İSTEMEDİĞİNİ DİLE GETİRMİŞ, işbu hususta ablası Gülşah Salgın'da TANIKLIK YAPMAK SURETİYLE BEYANLARIMIZI DOĞRULAMIŞTIR. Onam Formu olmaksızın yapılan tedavinin hiçbir aşamasında müvekkil bilgilendirilmemiş ve istekleri göz önüne alınmamıştır. Dolayısıyla malpraktis kavramına göre hasta, dava dosyamızda göre tüketici konumunda bulunan müvekkil, kanuna ve temel sağlık ilkelerine göre gereği gibi bilgilendirilmeyerek davalılar tarafından hatalı işlemler silsilesine maruz bırakılmıştır.


Ek bilirkişi raporunda; "restorasyonların teslimi hakkında hastanın tedaviyi onayladığını gösterir belgenin bulunmadığı ancak davalı tarafça çekilen videolarda açıkça tedaviyi reddettiğine ilişkin ibare olmadığından işbu husustaki tespit Mahkemeye bırakılmıştır." İşbu hususta itirazlarımız değerlendirildiğinde, tüm dosya kapsamında müvekkilin bilgisi ve isteği dışında davalılarca hareket edildiğinin kabulü kaçınılmazdır.


EK BİLİRKİŞİ RAPORUNDA, YETERLİ DELİL OLMADIĞI BELİRTİLDİĞİ HALDE HATALI BİR ŞEKİLDE TEDAVİNİN UYGUN OLDUĞU KANAATİNE VARILMIŞTIR.


Ek bilirkişi raporunun 2. Bendinde özete; kök bilirkişi raporunda tedavinin uygun olup olmamasının saptanamama nedeni dosyadaki delil içeriğinin yetersiz oluşundan kaynaklandığı, HER NE KADAR KLİNİK OLARAK TESPİT EDİLMESİ MÜMKÜN DEĞİLSE DE dosyada sunulan belgeler incelendiğinde fonksiyon ve estetik açıdan tedavinin temel kriterlere uygun olduğu sonucuna varılmıştır.


Oysaki Sayın Mahkemenin bilirkişi incelemesi ile ulaşmak istediği netice, teknik bilgilerin kullanılarak işlemlerin malpraktis olgusu oluşturup oluşturmadığıdır. Bu hususun net olarak tespit edilememesi halinde bilirkişinin, teknik bilgisini bir kenera bırakarak "takdir" yetkisini kullanıp eldeki deliller ile değerlendirilmesi HUKUKEN ASLA KABUL EDİLEMEZ. Zira, hukukumuzda takdir yetkisini yalnızca hakim kullanabilir.


Hal böyle iken ek bilirkişi raporunda; eldeki veriler ile klinik olarak bir sonuca ulaşılmasının mümkün olmadığı belirtilmiş olmasına rağmen işbu veriler yine de değerlendirmeye tabi tutularak işlemin uygun olduğu tespit edilmiştir. İşbu hatalı sonuca, raporda da belirtildiği üzere klinik olarak tespiti mümkün olmayan, yalnızca davalılar tarafından şekil ve renk açısından sunulan fotoğraf ve video kayıtları esas alınmak suretiyle ulaşılmıştır.


Yukarıda detaylıca izah ettiğimiz üzere; tedavinin klinik olarak uygun olup olmadığına ilişkin net bir sonuca ulaşılmadığı halde müvekkilin davalılarca zarara uğratıldığı, hukuken kendisine gerekli bilgilendirilmenin yapılmadığı, davalı tarafça bilgilendirmenin yapıldığına yönelik iddiaları ispatlayacak hiçbir somut verinin dosyada bulunmadığı ek bilirkişi raporunda tespit edilmiştir. İşbu tespitler ile iddialarımız ispatlanmış olup Sayın Mahkemece davanın kabulünü talep ederiz.


Netice ve Talep : Yukarıda izah edilen ve re'sen dikkate alınacak sebeplerle;

Davamızın KABULÜNE,

Sayın Mahkeme, bilirkişi raporunu kabul edecek ise tarafımıza talep miktarlarımızı ISLAH etmemiz için süre verilmesine,

Yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline,

Karar verilmesini bilvekale saygılarımızla talep ederiz.../../...

Davacı Vekili

Av. .......................

bottom of page