Tahliye taahhüdünün temsilci tarafından verilmesi gerekmektedir. Bir kiralananda kiracı olarak bulunanlar tüzel kişilik taşıyorlarsa tahliye taahhüdünün tüzel kişiliği temsil eden yetkili organ vasıtasıyla verilmiş olması taahhüdün geçerliliği için gerekli ve yeterlidir.
YARGITAY KARARLARI
YARGITAY 3.HD.04.02.2002 t.414/1200
Tüzel kişi kiracı, bir ticari şirket olduğu zaman Türk Ticaret Kanunu 321. maddesine göre, ana sözleşmede hüküm olmadıkça temsile yetkili olanlar, şirket amaç ve konusuna dâhil her nev‟i işleri ve hukuki işlemleri şirket adına yapmak yazılı yapılan işlemlerde ise, şirket imzasını kullanmak suretiyle işlemi imzalarlar. Tüzel kişiliğin vermiş olduğu tahliye taahhütlerinde şirket unvanı yazılmış ve şirketi temsile yetkili kişi tarafından da imzalanması, taahhüdün geçerliliği için yeterlidir.
YARGITAY 6. HUKUK DAİRESİ E. 2010/11955 K. 2011/2337 T. 2.3.2011
Davacı ile Hayat Sağlık Hizmetleri Tic. Ltd. Şti. arasında 3.1.2005 tarihli ve beş yıl süreli kira sözleşmesi bulunmaktadır. Anılan sözleşme kiracıyı temsilen tek imza ile akdedilmiş olup şirketin yetkili müdürüne ait olduğu hususunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. İcra takibine ve karara dayanak yapılan 7.2.2005 keşide 3.1.2010 tahliye tarihli tahliye taahhüdünün de, kira sözleşmesini imzalayan yetkili müdür tarafından imzalandığı davalı tarafın da kabulündedir. Dosya arasında mevcut Ticaret Sicil Gazetesinden, davalı İstanbul Hayat Sağlık Hizmetleri Limited Şirketini şirket müdürlerinin herhangi ikisinin müşterek imzaları ile temsil edecekleri anlaşılmıştır.
Taraflar arasında düzenlenen kira sözleşmesinde kiracı olarak davalı şirket müdürlerinin birinin imzası olduğu halde tahliye taahhüdünün de aynı şirket müdürü tarafından imzalanması halinde geçerli olmadığının ileri sürülmesi iyi niyet kurallarıyla bağdaşmaz. Kaldı ki Borçlar Kanunu'nun 31. maddesi gereğince sözleşmenin ya da taahhüdün iptali de istenmemiştir. Bu durumda mahkemece, işin esasının incelenerek oluşan sonuca göre bir karar vermek gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediğinden hükümün bozulması gerekmiştir.
YARGITAY 6. HUKUK DAİRESİ E. 2013/16778 K. 2014/2152 T. 26.2.2014
Taraflar arasındaki devam eden uyuşmazlıkların bu niteliği açıklandıktan sonra, davaya konu geçersizliği nedeniyle iptali istenen tahliye taahhüdüne gelince; tahliye taahhüdünün verildiği tarihte şirket adına taahhütte bulunan V..Ç..'ın şirketi münferiden temsile yetkili müdür olduğuna dair uyuşmazlık bulunmamaktadır. uyuşmazlık B...??. N....ğinde tanzim edilen 16.06.2006 tarih .......Yevmiye nolu Limited şirket müdürü V...Ç... tarafından davacı şirketi temsilen verilen, kiralananın 31.12.2011 tarihinde tahliye edileceğine ilişkin tahliye taahhüdünün, şirket ortaklarınca karar alınmadan verilip verilemeyeceğine ilişkindir
Limited Şirketlerin temsilini düzenleyen sözleşme tarihinde yürürlükte bulunanan 6762 Sayılı TTK'nun 540/2 maddesi “Şirket mukavelesi veya umumi heyet kararı ile şirketin idare ve temsili ortaklardan bir veya birkaçına bırakılabilir.” hükmünü içermektedir. Müdürlerin temsil yetkisinin kapsamını düzenleyen 542 maddesi ise TTK'nun 321. maddesine atıfta bulunarak Anonim Şirketlerin idare Meclisine dair olan hükmünün şirket müdürlerine de tatbik edileceğini düzenlemiş, TTK'nun 321 maddesinde ise “Temsile salahiyetli olanlar şirketin maksat ve mevzuuna dahil olan her nevi işleri ve hukuki muameleleri şirket adına yapmak ve şirket unvanını kullanmak hakkını haizdirler." hükmü düzenlenmiştir. Şirket müdürü şirketin maksat ve mevzusuna dahil olan her nevi işleri ve hukuki muameleri yapmak ve şirket ünvanını kullanma hakkını haiz olduğundan davacı şirket müdürü tarafından verilen şirketin ticari faaliyetini sürdürdüğü kiralanan için verdiği tahliye taahhüdü geçerli olup, davacı şirketi bağlar. Yerel Mahkemece TTK'nun 443/2. maddesinde düzenlenen şirketin tasfiyesi sırasında aktiflerin satılmasına ilişkin “ Aktiflerin toptan satılabilmesi için umumi heyetin kararı gereklidir. Bu karar hakkında 388 inci maddenin üçüncü ve dördüncü fıkraları uygulanır.” hükmünün tahliye taahhüdünün verilmesi halinde de uygulanması gerektiği belirtilmiş ise de, tahliye taahhüdü şirketin aktifinin toptan satılması niteliğinde olmadığından, TTK'nun 443/2 maddesinin tahliye taahhüdünün verilmesi yönünden uygulanması imkanı da bulunmamaktır. Kaldı ki alınan tahliye taahhüdü davacı şirket ve tüm ortakları ile taşınmaz malikleri arasında imzalanan ve yukarıda belirtilen 07.06.2006 tarihli ek protokolün 4. maddesinde de kararlaştırılmış, her ne kadar davacı şirket ve şirket ortakları söz konusu protokolün 4. maddesinin pasif hile altında kabul edildiğini iddia ederek İstanbul 41 Asliye Ticaret Mahkemesine dava açmışlarsa da, şirket temsilcisinin noterde düzenleme şeklinde verdiği, tahliye taahhüdü ortakların protokoldeki taahhütlerine de uygun olduğundan, ortakların bilgisi dışında ve iradelerine aykırı bir taahhüt olduğu söylenmez.
Öte yandan davacı tahliye taahhüdünü şirket temsilcisinin yetkisini aşarak verdiğinden bahisle geçersizliğinin yanı sıra tahliye taahhüdünün kira sözleşmesinin yenilendiğinden bahisle de geçersizliğini ileri sürmüşse de, kira sözleşmesinin tahliye taahhüdünden sonra yenilendiği de davacı tarafından kanıtlanmamıştır. Bu nedenlerle, davacı şirket müdürü tarafından şirket ana sözleşmesindeki ve TTK'nun 321 maddesindeki temsil yetkisine uygun olarak verdiği tahliye taahhüdü geçerli olup ve davacı şirketi bağlayacağından, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Av. Yılmaz GÜNEŞ