İSTANBUL ... İCRA HUKUK MAHKEMESİNE
Dosya No : 2024/ ... E.
Davacı : İSİM SOYİSİM
Vekili : Av..................
Konu : Bilirkişi raporuna karşı itirazlarımızın sunulmasından ibarettir.
Açıklamalar
Mahkemeniz huzurunda görülen işbu imzaya itiraz davasında davalı - alacaklı müvekkil aleyhine kötü niyetli şekilde icra takibi başlatmıştır. Senet olarak addedilen evrakta yer alan imza müvekkile ait değildir. Her ne kadar dosya konusu ile ilgisiz olsa da müvekkil ve alacaklı arasında böyle bir meblağın alışverişine ilişkin ticari yahut samimi hiçbir bağlantı yoktur. Geldiğimiz aşamada davacı müvekkilin kendini mal varlığını, kötü niyetli davalıya karşı koruyabilmesinin yegane yolu huzurda görülen işbu davanın lehine sonuçlanmasından ibarettir. Hal böyle iken aşağıda detaylıca izah edeceğimiz sebepler ile eksik, yetersiz ve gelişigüzel tanzim edilen bilirkişi raporunun mahkeme kararına dayanak gösterilemeyeceği, BAŞKACA BİR BİLİRKİŞİDEN YENİ BİR RAPOR alınması gerektiği izahtan varestedir. Şöyle ki;
MUKAYESELİ İMZALARLA BONO ÜZERİNDEKİ İMZA ÜZERİNDE BİÇİMSEL BENZERLİK OLMADIĞI ÇIPLAK GÖZLE DAHİ ANLAŞILMAKTADIR.
İşbu dosyada mahkeme huzurunda alınan imza örnekleri ve senet olarak addedilen evrakta yer alan imza dikkatli incelendiği vakit tamamen farklılık arz ettiği anlaşılmaktadır. Huzurda alınan imza örneklerinde davacıya ait imza örneklerinde iki büyük çengel arasında yer alan kıvrımlar 3 ADET TEPE oluşturacak nitelikte olmasına rağmen, senette yer alan kıvrımlar 2 ADET TEPEDEN ibarettir.
Huzurda alınan imza örneklerinde ilk büyük çengelden sonra gelen küçük kıvrımlar ilk çengelin devamı niteliğinde olup, senette yer alan imzada ilk büyük çengelden sonra gelen kıvrımın başlangıcı KİŞİNİN ELİNİ KALDIRARAK YAPTIĞI AŞİKARDIR. Kişi ikinci kıvrımının başlangıcını elde edebilmek için ilk büyük çengelin dışından başlayarak elde etmiştir.
Huzurda alınan imzada ilk büyük çengelin alt kısmında yer alan kıvrım İMZANIN ORTASINA DOĞRU uzanmaktadır. Ancak senette yer alan örnekte aynı KIVRIM DIŞA DOĞRU uzanmaktadır.
Huzurda alınan imza örneğinde ilk eğride alt kıvrım ve üst kıvrım arasında boşluk olmasına rağmen, senette yer alan imzada sağa doğru eğik "8" benzeri bir şekil oluşturmuştur. Huzurda alınan imza örneklerinde ikinci büyük eğrinin alt kısmında yer alan kıvrım yukarıdan AŞAĞIYA DÜZ ÇİZGİ olarak geldikten sonra oluşurken, senette yer alan imzada ikinci büyük eğrinin alt kısmında yer alan kıvrım oluşmaya başlarken "SAĞ - DIŞ " TARAFA EĞİM YAPARAK sonrasında kıvrım oluşturulmuştur. Ayrıca ikinci büyük kıvrımın tepesinde yer alan çengel dar bir şekilde oluşurken, senette yer alan aynı yerdeki çengel çok daha geniş şekildedir.
Gayr-i ihtiyari şekilde imzalarda sonuna konan noktalara her ne kadar dikkat edilemese ve incelemeye dahil edilmese de dikkate değer alınması gereken durumlar ortaya çıkabilmektedir. Huzurda alınan imza örneklerinde imzada yer alan "NOKTA" çengelin İÇİNDE veya içine yakın olmasına rağmen senette yer alan imzada "nokta" çengelin DIŞINDA bulunmaktadır.
Yalnızca kısa bir dikkat ve özen ile incelendiği vakit imzalar arasında ki farklılıklar tespit edilebilmektedir. Başkaca yerlerden getirtilen imza örneklerinde de senette ihtiva eden imza ile aralarda önemli farklılıklar mevcuttur. Hal böyle iken eksik - yetersiz incelemeyle ve genel geçer açıklamalarla tanzim edilen raporu kabul edebilme ihtimalimiz bulunmamaktadır.
TANZİM EDİLEN RAPOR YARGITAY HUKUK GENEL KURUL KARARLARINDAN İZAH EDİLDİĞİ ÜZERE "YARGI DENETİMİNE" ELVERİŞLİ DEĞİLDİR.
22/05/2022 tarihli bir bilirkişi raporu iki sayfadan oluşmakta "İNCELEME VE SONUÇ" kısmı ise taraf ve dosya bilgileri çıkarıldığı vakit "BİR-İKİ CÜMLEDEN" ibarettir. Yargıtay HGK kararlarında, tanzim edilen raporun denetime elverişli olması gerektiği vurgulanmaktadır. Hangi nedenlerle imzanın "el ürünü" olduğu tam ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirtilmelidir. Zira gerektiğinde anlatımın yetersiz kaldığı noktalarda görsel anlatımlarla yapılan değerlendirme desteklenerek anlatılmalıdır. Yargıtay'ın son derece önemseyerek ve irdeleyerek üzerinde durduğu "imza incelemesinin" bir-iki cümlelik rapor ile yerine getirilmesi, alenen müvekkili hak kaybına uğratacak niteliktedir.
YARGITAY HGK’nun 07.10.2009 tarih ve 2009/12-382-415 sayılı kararında;
YARGITAY HGK'nun 30.5.2001 gün 2001/12-436 E., 2001/467 K. Sayılı kararında;
YARGITAY HGK'nun 6.6.2001 tarih 2001/12-466 E., 2001/483 K. Sayılı kararında;
"Herhangi bir belgedeki imza ve yazının atfedildiği kişiye ait olup olmadığı hususunda yapılacak bilirkişi incelemesinin konunun uzmanınca ve yeterli teknik donanıma sahip bir laboratuvar ortamında, optik aletler ve o incelemenin gerektirdiği diğer cihazlar kullanılarak, grafolojik ve grafometrik yöntemlerle yapılması, bu alet ve yöntemlerle gerek incelemeye konu ve gerekse karşılaştırmaya esas belgelerdeki imza veya yazının, tersim, seyir, baskı derecesi, eğim, doğrultu gibi yönlerden taşıdığı özelliklerin tam ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenip karşılaştırılması, sonuçta, imza veya yazının atfedilen kişiye ait olup olmadığının, dayanakları gösterilmiş, tarafların, mahkemenin ve Yargıtay’ın denetimine elverişli bir raporla ortaya konulması, gerektiğinde karşılaştırılan imza veya yazının hangi nedenle farklı veya aynı kişinin eli ürünü olduklarının fotoğraf ya da diğer uygun görüntü teknikleri ile de desteklenmesi şarttır."
MÜVEKKİLİN ŞEKİLSEL İMZASI İLE BONO ÜZERİNDEKİ BASİT VE HERKESÇE ATILABİLECEK İMZA ARASINDA İLİŞKİ KURMAK MÜMKÜN DEĞİLDİR.
Kişinin kendisine has imzaları olarak da adlandırılabilen "şekilsel imzalar" el hareketlerinin etki olduğu imzalardandır. Huzurda alınan imzalarda müvekkilin şekilsel imzalarından anlaşılacağı üzere senette yer alan taklit imza ile alakası yoktur. Yukarıda kısa bir dikkatli incelemede dahi birden fazla farklılık göz ile dahi tespit edilebilmektedir.
Bu bağlamda senette ihtiva eden imzanın müvekkilin el ürünü olmadığının tespiti amacıyla yeni bir bilirkişiden başkaca bir rapor aldırılması gerekliliği hasıl olmuştur. Aksi halde hukuka aykırı olarak müvekkil aleyhine düzenlenen senette yer alan ve gerçek olmayan bir borcun muhatabı müvekkil olacaktır. İşbu hal hukuken ve vicdanen kabul edilebilir değildir.
İmzanın müvekkile ait olmaması sebebiyle icra takibine konu belge BONO DEĞİLDİR. BU SEBEPLERLE DAVALIYA BORCU DA BULUNMAMAKTADIR. İŞBU İMZA SAHTECİLİĞİ İLE İLGİLİ YASAL MAKAMLARA BAŞVURMA HAKLARIMIZI SAKLI TUTMAKTAYIZ. Anılan nedenlerle, borca ve imzaya açıkça itirazda bulunuyoruz.
Netice ve Talep : Yukarıda izah edilen ve re'sen incelenecek diğer sebeplerle;
Davanın KABULÜNE,
Mahkeme aksi kanaatte ise dava konusu bono üzerindeki İMZALARIN davacının el ürünü olup olmadığının tespiti için dosyanın BAŞKA BİR BİLİRKİŞİYE / ADLİ TIP KURUMUNA GÖNDERİLMESİNE,
Vekalet ücreti ve yargılama giderinin karşı tarafa TAHMİLİNE
Karar verilmesini bilvekale talep ederiz. ../.../.....
Davacı Vekili
Av................................