Türk Ceza Kanunu'nun 154. Maddesinde, "Malvarlığına Karşı Suçlar" başlıklı bölümünde düzenlenmiştir.
Türk Ceza Kanunu / Malvarlığına Karşı Suçlar/Hakkı olmayan yere tecavüz
Madde 154- (1) Bir hakka dayanmaksızın başkasına ait taşınmaz mal veya eklentilerini malikmiş gibi tamamen veya kısmen işgal eden veya sınırlarını değiştiren veya bozan veya hak sahibinin bunlardan kısmen de olsa yararlanmasına engel olan kimseye, suçtan zarar görenin şikâyeti üzerine altı aydan üç yıla kadar hapis ve bin güne kadar adlî para cezası verilir.
(2) Köy tüzel kişiliğine ait olduğunu veya öteden beri köylünün ortak yararlanmasına terk edilmiş bulunduğunu bilerek mera, harman yeri, yol ve sulak gibi taşınmaz malları kısmen veya tamamen zapt eden, bunlar üzerinde tasarrufta bulunan veya sürüp eken kimse hakkında birinci fıkrada yazılı cezalar uygulanır.
(3) Kamuya veya özel kişilere ait suların mecrasını değiştiren kimse hakkında birinci fıkrada yazılı cezalar uygulanır.
Her bir fıkrada ayrı bir suç öngörülmüş olup birinci fıkrada üç tane seçimlik hareket bulunmaktadır. Bunlar; başkasına ait taşınmaz mal veya eklentilerini malikmiş gibi,
Tamamen veya kısmen işgal etme,
Sınırlarını değiştiren veya bozma,
Hak sahibinin bunlardan kısmen de olsa yararlanmasına engel olmadır.
Bu fiiller işlendiği anda suç oluşacağından suç tipi sırf hareket suçu ve ani hareketli suç olarak nitelendirilmektedir.
Birinci fıkrada geçen hak sahibi ifadesiyle kast edilen yalnızca malik olmayıp; taşınmazın zilyetliğini de kapsamaktadır. 2009 yılında yapılan değişiklik ile birlikte kamuya ait taşınmaz mal ve eklentiler bu suçun konusu olmaktan çıkarılmış ve artık soruşturma-kovuşturma için şikayet şartı getirilmiştir.
İkinci fıkrada geçen zapt etme ise doktrindeki tanıma göre "Semerelerinden yararlanmaksızın başkalarının yararlanmasına engel olmaktadır. Zapt etme fiili yalnızca bir kısmına da yönelik olabilir. Ancak bu zapt geçici nitelikte olmamalı, belli bir süre devam etmelidir.
Üçüncü fıkrada ise, suların mecrasının değiştirilme fiilinin sırf hareket suçudur. Bu fiili suçun oluşması için tek başına yeterlidir ve suçun tamamlanması için failin gerçekleştirdiği fiilden dolayı yarar sağlaması veya mağdurun zarar görmesi gibi ayrı bir neticenin meydana gelmesi aramaz.
Suçun faili ancak gerçek bir kişi olabilecekken, tüzel kişiler bu suçun faili olamazlar. Aynı zamanda, failin mutlaka malikten başka bir kişi olması gerekmekte olup; bu kişinin hukuka uygun bir biçimde malın zilyedi olmuş, ancak şahsi hakkının süresi dolmasına rağmen taşınmazı işgal etmeye devam eden zilyet olması da mümkündür.
İkinci fıkrasındaki suçta, ortak kullanıma terk edilmiş taşınmaz söz konusuysa, mağdur yararlanma hakkı engellenen köy halkıdır.
Üçüncü fıkrada düzenlenen suların mecrasının değiştirilmesi suçunun mağduru suça konu suyun sahibi olan gerçek kişidir.
ANCAK KASTEN İŞLENEBİLİR
Suçun manevi unsuru kasttır. Bu suçun taksirli haline ilişkin kanunda herhangi bir düzenleme yer almamaktadır. Bu sebeple taksirli halin varlığı durumunda kanunilik ilkesi gereğince cezalandırma gerçekleşmeyecektir.
HUKUKA UYGUNLUK
Türk Ceza Kanunu'nun ilgili maddelerinde hukuka uygunluk halleri düzenlenmiştir. Bu maddelere göre; kanun hükmünü yerine getirme, hukuka uygun emrin yerine getirilmesi, meşru savunma, hakkın icrası ve ilgilinin rızası hukuka uygunluk halleridir. Bu suç için önemli olan kanun hükmünü yerine getirme ve hakkın kullanılmasıdır. Ayrıca, taşınmaz malın malikinin veya zilyedinin rızası da failin fiilini hukuka uygun hale getirerek suç olmaktan çıkaracaktır.
TEŞEBBÜS, İŞTİRAK, İÇTİMA
Bu suç, sırf hareket suçu olduğu için icra hareketlerinin bölünebilir olması halinde teşebbüs mümkün olacaktır. İştirak ve içtima hükümleri genel hükümlere göre uygulanacaktır.
SORUŞTURMA VE KOVUŞTURMA SÜRECİ
Suç hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılabilmesi için suçtan zarar görenin şikayette bulunması gereklidir ve suç uzlaşmaya tabi suçlardandır. Şahsi cezasızlık sebepleri açısından TCK madde 167 uyarınca, 154. Maddenin 1. Veya 3. Fıkralarında düzenlenen suçların bu maddede öngörülen akrabaların zararına olarak işlenmesi halinde, Cumhuriyet Savcısı CMK m.171 uyarınca kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilecektir.
Etkin pişmanlık hükümleri ise sayılı suçlar arasında yer almadığından uygulanmayacaktır.
Hakkı olmayan yere tecavüz suçunun cezası altı aydan üç yıla kadar hapis ve bin güne kadar adlî para cezasıdır. Görevli mahkeme ise Asliye Ceza Mahkemesidir.
Av. Yılmaz GÜNEŞ