ADALET BAKANLIĞI CEZA İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜNE
Gönderilmek Üzere
İSTANBUL ... ASLİYE CEZA MAHKEMESİNE
***İnfazın durdurulması istemlidir.
Kanun Yararına Bozma
Başvurusunda Bulunanlar : İSİM SOYİSİM TC
ADRES
Vekilleri : Av. .......................
(Adres Antettedir)
Müşteki : İSİM SOYİSİM TC
ADRES
Suç : Taksirli yaralama
Konu : İstanbul ... Asliye Ceza Mahkemesinin ../../.... Tarih ve ..../..E. .../.. K. Sayılı kararının kanun yararına bozulması ve infazının durdurulması talebimizden ibarettir.
Açıklamalar
Müvekkiller İstanbul ... Asliye Ceza Mahkemesinin .../... E. .../.... K. Sayılı kararıyla ayrı ayrı .......-TL adli para cezasına mahkum edilmiş ve mahkumiyet kararı istinaf kanun yoluna başvuru parasal sınırın altında kaldığından kesin olarak verilmiştir. (Ek-1) Karar kesin verildiğinden müvekkillerin herhangi bir kanun yoluna başvurma imkanı olmamıştır.
Müşteki .............. arkadaşlarından aldığı tavsiyeler sonucu, Müvekkil tarafından işletilen ................. isimli güzellik salonunda tüm vücut lazer epilasyon işlemi yaptırmıştır. Lazer epilasyon işlemi gerekli teknik donanıma sahip ve konu ile ilgili uygulamalı eğitim sertifikası olan ............... tarafından usulüne uygun şekilde gerçekleştirilmiştir. Ancak Müşteki, ikinci seanstan 2 gün sonra - SEANS ÜZERİNDEN YAKLAŞIK 55 SAAT GEÇTİKTEN SONRA - hastaneye giderek lazer epilasyon sonucu yanıklarının olduğunu söylemiş ve müvekkiller hakkında şikayetçi olmuştur. Ancak, dosyada mübrez bilirkişi raporu, Adli Tıp Kurumu raporu, whatsapp konuşmaları ve tanık anlatımından anlaşılacağı üzere müşteki yanıkların oluşmasında kendi kusurlu ve yanlış fiilleri sonucu sebep olmuştur. Müvekkillere yönelik atfı kabil edilmeye çalışılan suç ile müvekkilerin eylemleri arasında illet bağının olmadığı gibi işbu iki günlük süre sonunda illiyet bağı kesildiğinin kabulü kaçınılmazdır.
Müvekkiller , yerel mahkemede "taksirli yaralama suçu" işledikleri iddiası ile oldukça hızlı bir şekilde yargılanmış ve yalnızca bir duruşmada Sayın Mahkeme tarafından -başkaca hiçbir araştırma, inceleme yapılmaksızın- mahkumiyet kararı verilmiştir. Aşağıda detaylıca açıkladığımız tüm hususlar değerlendirildiğinde anlaşılacağı üzere; yerel mahkeme kararı tamamıyla Kanuna, Hukuka, Yerleşik Yargıtay Kararlarına ve Hakkaniyete aykırıdır. İşbu aykırılığın bir an önce giderilmesi amacıyla Ceza Muhakemesi Kanunu 309. Maddesi uyarında "kanun yararına bozma" başvurumuzun kabulünü talep ederiz. Şöyle ki;
08/03/2022 tarihli bilirkişi raporunda kesin net bir sonuca ulaşılamamış ve müştekinin de asli kusurlu olabileceği kanaatine varılmıştır. İşbu raporda özetle; "Yaralanma olayının yapılan lazer epilasyonu işlemi nedeniyle meydana gelmiş olabileceği gibi kişinin lazer epilasyon sonrası gerekli olan dikkat ve özeni göstermemesi nedeniyle de yaralamanın olabileceği değerlendirilmektedir." Dosyada müvekkillerin suçlu olmadığı ihtimalinin mevcut olduğu bilirkişi raporunun varlığına rağmen MASUMİYET KARİNESİNE AYKIRI bir şekilde MAHKUMİYET kararı verilmiştir. Oysa ki Yerleşmiş Yargıtay Kararlarından da görüleceği üzere "söz konusu yaralanmanın lazer işleminden kaynaklanıp kaynaklanmadığı net olarak tespit edilemiyorsa sanıklara BERAAT kararı verilmelidir."
Yerel Mahkeme gerekçesinde hem sanık müvekkillerin hem de müştekinin asli kusurlu olduğunu kabul etmesine rağmen sanık müvekkiller aleyhine alt sınırdan dahi uzaklaşmak suretiyle mahkumiyet hükmü vermiştir. Müştekinin de sanıklar ile birlikte ASLİ kusurlu olduğu kabul edilmiş iken mahkumiyet kararı verilmesi ve kararda alt sınırdan uzaklaşılmasının hukuken hiçbir mantığı ve izahatı yoktur. Kaldı ki gerekçeli kararda da; "katılanın asli kusurlu olduğu kabul edilmiş, bilirkişi terditli görüşlerden bu haliyle kabul edilmiş,.., asli kusurlu olmaları sebebiyle ceza adaletinin sağlanabilmesi yönünden temel cezanın belirlenirken aşağı sınırdan uzaklaşılmış" şeklinde hüküm kurulmuştur. Hüküm dahi kendi içerisinde çelişkiler barındırmaktadır.
Bilirkişi raporunda müştekinin kusurlu fiilleri ile yaralanmaya sebep olma ihtimalinin mevcut olduğu net bir şekilde tespit edilmiştir. Müştekinin seans sonrası suya temas etmesi, jilet yapmış olması halinde vücudunda izler oluşacağı şüphesizdir. Seans sonrası yükümlülükleri yerine getirip getirmediği yönündeki kuvvetli şüpheler olmasına rağmen Sayın Mahkemece işbu husus hiçbir şekilde değerlendirilmemiştir.
Ayrıca müştekinin seanstan iki gün sonra aldığı sağlık raporunda tüm vücuduna yapılan işlemden yalnızca "genital bölgesinde" bir iz olduğu tespit edilmiştir. Eğer müvekkil yanlış bir uygulama yapmış olsaydı sadece genital bölgesinde değil başkaca bölümlerde de yanık izlerine rastlanılması gerekecekti. Kaldı ki, müştekinin yüzü, koltuk altı ve daha hassas diğer bölgelerinde hiçbir yanık izi yoktur. Kendisinin seans sonrası özel bir işi için jilet kullanacağını söylemesi ve sonra genital bölgesinde izlerin oluşması hayatın olağan akışına uygun olup müştekinin kusurlu olduğunun göstergesidir.
Müşteki kolluk ifadesinde, lazer sonrası vücudunda yanık olduğunu iddia etmişse de müvekkile attığı mesajlarda seansları "tamamlama yönünde" irade beyanı mevcuttur. İşbu iradesini Mahkeme huzurunda da doğrulamıştır. Dolayısıyla, yapılan işlemden memnun ve işleme rızası vardır. Ancak bu husus da Sayın Mahkemece hiçbir şekilde değerlendirilmeye tabi tutulmamıştır.
Yukarıda detaylı bir şekilde müvekkillerin "hatalı bir işlem yapmadıkları", müştekinin kendi kusurlu filleri sonucu yaralanmanın gerçekleştiğini izah ettik. İşbu savunmalarımız bir kenara, müvekkillerin fiillerinin "kusurlu" olduğuna ilişkin somut olayda KESİN, HER TÜRLÜ ŞÜPHEDEN UZAK SOMUT BİR DELİL mevcut değildir. Aksi hal olarak müvkkillerin suçlu olmadıkları ihtimalinin mevcut olduğu bilirkişi raporu, tanık anlatımları, müştekinin beyanları dahi her şey müvekkillerin suçun failleri olmadıkları yönünde somut delil teşkil etmektedir. Dolayısıyla hukukumuzun en temel ilkelerinden biri olarak "şüpheden sanık yararlanır ilkesi"ne ve hakkaniyete aykırı bir şekilde hüküm verilmiştir.
Hukuki Sebepler : CMK, TCK ve ilgili yasal mevzuat
Hukuki Deliller : Hastane evrakları, iş yeri ruhsat ve sertifikaları, tanık, bilirkişi raporu, adli tıp raporları, kolluk ifadeleri, whatsapp konuşmaları, İstanbul ... Asliye Ceza Mahkemesi ../..E. ../.. K. Sayılı dosyası
Netice ve Talep : Yukarıda izah edilen ve re'sen nazara alınacak sebeplerle;
Kanun yararına bozma başvurumuzun KABULÜNE,
İstanbul ... Asliye Ceza Mahkemesi ../..E. ../..K. Sayılı dosyanın İNFAZININ DURDURULMASINA,
İstanbul ... Asliye Ceza Mahkemesi ../..E. ../..K. Sayılı dosyanın CMK 309. Maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZULMASINA,
İstanbul ... Asliye Ceza Mahkemesi ../..E. ../..K. Sayılı dosyadaki kararın kaldırılması için Yargıtaya başvuruda BULUNULMASINA,
Karar verilmesini vekaleten talep ederiz. ../../....
Kanun Yararına Bozma Talebinde Bulunan
Sanıklar Müdafi
Av. ................................