top of page

Arama Sonuçları

Sonuçlar Listeleniyor

Boş arama ile 107 sonuç bulundu

  • İcra Hukuk - İstihkak Davası Cevap Dilekesi

    İSTANBUL ....... İCRA HUKUK MAHKEMESİNE Dosya No : 2024/...E. Davalı : İSİM SOYİSİM TC Vekili : Av.................. Davacı : İSİM SOYİSİM TC Vekili : Av.................. Konu : Cevap dilekçemizden ibarettir. Açıklamalar Sayın Mahkemeniz nezdinde görülen ve numarası yukarıda belirtilen huzurdaki işbu dosya haczedilen mallara ilişkin istihkak iddiası ile hukuki şartları oluşmaksızın haksız ve kötü niyetli olarak açılmıştır. Davacı taraf dava dilekçesinde özetle; "borçlunun adresi ile fiili hacze gelinen adresin hiçbir bağlantısının olmadığını, borçlunun haciz yapılan şirkette daha önce çalışmasının bulunduğunu, ona ait evraklara ulaşılmasının normal olduğunu, borçlunun kardeşlerinin bu şirkette çalışmasının organik bağ oluşturmayacağını, aynı sokakta borçlu ile aynı alanda faaliyet yapmanın organik bağ oluşturmayacağını" beyan etmiştir. İşbu iddialar gerçeği yansıtmamakta olup itirazlarımızı sunmaktayız. Şöyle ki; Tarafımızca ../.../..... tarihinde .... 16. İcra Dairesi 2022/.... E. Sayılı dosyamız borçlusu .......'ın "..... Mah. .... Sk. Dış Kapı No:...... / İstanbul" da bulunan iş yerine hacze gidilmiştir. Haciz mahallinde bulunan birtakım eşyalar haczedilmiş ve yediemine teslim edilmiştir. Devamında dosya borçlumuz ile organik bağı olduğunu tespit ettiğimiz; aynı sokakta bulunan, aynı iş kolunda faaliyet gösteren, "...... Mah. ... Sk. Dış Kapı No:.. .... / İstanbul" da bulunan davacının iş yerine hacze gidilmiştir. Talebimiz doğrultusunda haciz mahallinde yapılan kıymetli evrak incelemesinde; ...... 16. İcra Dairesi 2022/... E. Sayılı dosyamız borçlusu na gönderilen ÖDEME EMRİNİN TEBLİĞ ŞERHİ, Borçlunun erkek kardeşi ....'ın HALİHAZIRDA İŞ YERİNDE SİGORTALI ÇALIŞTIĞI, Borçlunun kız kardeşi .....'ın yaklaşık 2 YIL BOYUNCA İŞ YERİNDE SİGORTALI ÇALIŞTIĞI, Müvekkilin de DAHA ÖNCE İŞ YERİNDE SİGORTALI ÇALIŞTIĞI, tespit edilmiştir. Davacının dava dilekçesinde de ikrar ettiği hususlar nazara alındığında açılan dava haksız ve dayanaksız olup takibi sürüncemede bırakma amacı gütmektedir. İşbu evraklardan anlaşılacağı üzere; icra dosyamız borçlusuna gönderdiğimiz ödeme emri dahi davacının iş yerinde bulunmuştur. Davacı ile borçlu arasında organik bağ bulunmadığı varsayımında dahi borçluya gönderdiğimiz ödeme emrinin tebliğ mazbatası neden davacının iş yerinde bulunduğu izahtan varestedir. Kaldı ki; davacı da işbu husustan dava dilekçesinde hiç bahsetmemiştir. Bununla birlikte; davacı ile aynı iş kolunda aynı sokakta faaliyet gösteren borçlunun erkek kardeşi dahi davacının yanında çalışmaktadır. İşbu husus hayatın olağan akışına aykırı olup davacı ile borçlunun birlikte faaliyette bulunduklarının ispatıdır. Sayın Mahkemenizin ../../... tarihli oluşturduğu tensip zaptı 11. ara kararı uyarınca haciz mahallinde, Emniyet tarafından yapılacak araştırma sonucu da davacının iddialarının gerçek dışı olduğunu ispatlayacaktır. Tüm bu hususlar taraflar arasında bulunan organik bağın şüpheye mahal bırakmayacak şekilde bulunduğunun en net örneğidir. Davacı iş yerinde yapılan haciz sonrası, davacı tarafın istihkak iddiasına müteakip .... İcra Hukuk Mahkemesi 2023/.. E. 2023/... K. Sayılı dosyanızda gerekli incelemeler yapılarak TAKİBİN DEVAMINA karar verilmiştir. Haciz sırasında icra müdürünün taraflar arasında organik bağ bulunduğunu tespit etmesi halinde üçüncü kişinin elinde bulunan malın borçlu elinde bulunduğu kabul edilerek muhafaza tedbiri alınmaktadır. Böylece İİK m. 96-97’de düzenlenen icra prosedürü uygulanmaktadır. Yargıtay kararlarında istikrarla kabul edildiği üzere İİK m. 97’ye göre açılan davada aksini ispat yükü üçüncü kişinin üzerindedir. Dolayısıyla, davacı taraf, borçlu ile organik bağın bulunmadığını ispatlamalıdır. Ancak davacı taraf, dava dilekçesi ve sunduğu evraklar bütünüyle iddiasını ispatlayamamıştır. Davacı yukarıda bahsedildiği üzere davayı kötü niyetli olarak açmıştır. Davacı ve borçlu anlaşmak sureti ile alacaklı müvekkilden mal kaçırmak amacıyla hareket etmektedirler. Dolayısıyla huzurdaki dava; dosya mündericatı ile sabittir ve dava hukuki temelden yoksun ve mesnetsizdir. Huzurdaki davanın reddi gerekmektedir. Hukuki Sebepler : İİK, HMK ve ilgili yasal mevzuat. Hukuki Deliller : .....16. İcra Dairesi 2022/... E. Sayılı dosyası, Borçluya ve kardeşlerine ait SGK kayıtları, Vergi Kayıtları, Emniyet İnceleme Raporu, .... 10. İcra Hukuk Mahkemesi 2023/.. E. 2023/.. K. Sayılı dosya, Haciz Tutanakları, Tebligat mazbataları, hacizlerdeki beyan ve toplanan deliller, bilirkişi incelemesi, yemin, tanık, keşif, uzman görüşü ve sair tüm deliller. Netice ve Talep : Yukarıda izah edilen ve re'sen nazara alınacak sebeplerle; Haksız ve mesnetsiz olan davanın REDDİNE, Yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa TAHMİLİNE, Karar verilmesini bilvekale talep ederiz. ../.../.... Davalı Vekili Av. ...........................

  • İcra Hukuk- İmzaya İtiraz Bilirkişi Raporuna İtiraz Dilekçesi

    İSTANBUL ... İCRA HUKUK MAHKEMESİNE Dosya No : 2024/ ... E. Davacı : İSİM SOYİSİM Vekili : Av.................. Konu : Bilirkişi raporuna karşı itirazlarımızın sunulmasından ibarettir. Açıklamalar Mahkemeniz huzurunda görülen işbu imzaya itiraz davasında davalı - alacaklı müvekkil aleyhine kötü niyetli şekilde icra takibi başlatmıştır. Senet olarak addedilen evrakta yer alan imza müvekkile ait değildir. Her ne kadar dosya konusu ile ilgisiz olsa da müvekkil ve alacaklı arasında böyle bir meblağın alışverişine ilişkin ticari yahut samimi hiçbir bağlantı yoktur. Geldiğimiz aşamada davacı müvekkilin kendini mal varlığını, kötü niyetli davalıya karşı koruyabilmesinin yegane yolu huzurda görülen işbu davanın lehine sonuçlanmasından ibarettir. Hal böyle iken aşağıda detaylıca izah edeceğimiz sebepler ile eksik, yetersiz ve gelişigüzel tanzim edilen bilirkişi raporunun mahkeme kararına dayanak gösterilemeyeceği, BAŞKACA BİR BİLİRKİŞİDEN YENİ BİR RAPOR alınması gerektiği izahtan varestedir. Şöyle ki; MUKAYESELİ İMZALARLA BONO ÜZERİNDEKİ İMZA ÜZERİNDE BİÇİMSEL BENZERLİK OLMADIĞI ÇIPLAK GÖZLE DAHİ ANLAŞILMAKTADIR. İşbu dosyada mahkeme huzurunda alınan imza örnekleri ve senet olarak addedilen evrakta yer alan imza dikkatli incelendiği vakit tamamen farklılık arz ettiği anlaşılmaktadır. Huzurda alınan imza örneklerinde davacıya ait imza örneklerinde iki büyük çengel arasında yer alan kıvrımlar 3 ADET TEPE oluşturacak nitelikte olmasına rağmen, senette yer alan kıvrımlar 2 ADET TEPEDEN ibarettir. Huzurda alınan imza örneklerinde ilk büyük çengelden sonra gelen küçük kıvrımlar ilk çengelin devamı niteliğinde olup, senette yer alan imzada ilk büyük çengelden sonra gelen kıvrımın başlangıcı KİŞİNİN ELİNİ KALDIRARAK YAPTIĞI AŞİKARDIR. Kişi ikinci kıvrımının başlangıcını elde edebilmek için ilk büyük çengelin dışından başlayarak elde etmiştir. Huzurda alınan imzada ilk büyük çengelin alt kısmında yer alan kıvrım İMZANIN ORTASINA DOĞRU uzanmaktadır. Ancak senette yer alan örnekte aynı KIVRIM DIŞA DOĞRU uzanmaktadır. Huzurda alınan imza örneğinde ilk eğride alt kıvrım ve üst kıvrım arasında boşluk olmasına rağmen, senette yer alan imzada sağa doğru eğik "8" benzeri bir şekil oluşturmuştur. Huzurda alınan imza örneklerinde ikinci büyük eğrinin alt kısmında yer alan kıvrım yukarıdan AŞAĞIYA DÜZ ÇİZGİ olarak geldikten sonra oluşurken, senette yer alan imzada ikinci büyük eğrinin alt kısmında yer alan kıvrım oluşmaya başlarken "SAĞ - DIŞ " TARAFA EĞİM YAPARAK sonrasında kıvrım oluşturulmuştur. Ayrıca ikinci büyük kıvrımın tepesinde yer alan çengel dar bir şekilde oluşurken, senette yer alan aynı yerdeki çengel çok daha geniş şekildedir. Gayr-i ihtiyari şekilde imzalarda sonuna konan noktalara her ne kadar dikkat edilemese ve incelemeye dahil edilmese de dikkate değer alınması gereken durumlar ortaya çıkabilmektedir. Huzurda alınan imza örneklerinde imzada yer alan "NOKTA" çengelin İÇİNDE veya içine yakın olmasına rağmen senette yer alan imzada "nokta" çengelin DIŞINDA bulunmaktadır. Yalnızca kısa bir dikkat ve özen ile incelendiği vakit imzalar arasında ki farklılıklar tespit edilebilmektedir. Başkaca yerlerden getirtilen imza örneklerinde de senette ihtiva eden imza ile aralarda önemli farklılıklar mevcuttur. Hal böyle iken eksik - yetersiz incelemeyle ve genel geçer açıklamalarla tanzim edilen raporu kabul edebilme ihtimalimiz bulunmamaktadır. TANZİM EDİLEN RAPOR YARGITAY HUKUK GENEL KURUL KARARLARINDAN İZAH EDİLDİĞİ ÜZERE "YARGI DENETİMİNE" ELVERİŞLİ DEĞİLDİR. 22/05/2022 tarihli bir bilirkişi raporu iki sayfadan oluşmakta "İNCELEME VE SONUÇ" kısmı ise taraf ve dosya bilgileri çıkarıldığı vakit "BİR-İKİ CÜMLEDEN" ibarettir. Yargıtay HGK kararlarında, tanzim edilen raporun denetime elverişli olması gerektiği vurgulanmaktadır. Hangi nedenlerle imzanın "el ürünü" olduğu tam ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirtilmelidir. Zira gerektiğinde anlatımın yetersiz kaldığı noktalarda görsel anlatımlarla yapılan değerlendirme desteklenerek anlatılmalıdır. Yargıtay'ın son derece önemseyerek ve irdeleyerek üzerinde durduğu "imza incelemesinin" bir-iki cümlelik rapor ile yerine getirilmesi, alenen müvekkili hak kaybına uğratacak niteliktedir. YARGITAY HGK’nun 07.10.2009 tarih ve 2009/12-382-415 sayılı kararında; YARGITAY HGK'nun 30.5.2001 gün 2001/12-436 E., 2001/467 K. Sayılı kararında; YARGITAY HGK'nun 6.6.2001 tarih 2001/12-466 E., 2001/483 K. Sayılı kararında; "Herhangi bir belgedeki imza ve yazının atfedildiği kişiye ait olup olmadığı hususunda yapılacak bilirkişi incelemesinin konunun uzmanınca ve yeterli teknik donanıma sahip bir laboratuvar ortamında, optik aletler ve o incelemenin gerektirdiği diğer cihazlar kullanılarak, grafolojik ve grafometrik yöntemlerle yapılması, bu alet ve yöntemlerle gerek incelemeye konu ve gerekse karşılaştırmaya esas belgelerdeki imza veya yazının, tersim, seyir, baskı derecesi, eğim, doğrultu gibi yönlerden taşıdığı özelliklerin tam ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenip karşılaştırılması, sonuçta, imza veya yazının atfedilen kişiye ait olup olmadığının, dayanakları gösterilmiş, tarafların, mahkemenin ve Yargıtay’ın denetimine elverişli bir raporla ortaya konulması, gerektiğinde karşılaştırılan imza veya yazının hangi nedenle farklı veya aynı kişinin eli ürünü olduklarının fotoğraf ya da diğer uygun görüntü teknikleri ile de desteklenmesi şarttır." MÜVEKKİLİN ŞEKİLSEL İMZASI İLE BONO ÜZERİNDEKİ BASİT VE HERKESÇE ATILABİLECEK İMZA ARASINDA İLİŞKİ KURMAK MÜMKÜN DEĞİLDİR. Kişinin kendisine has imzaları olarak da adlandırılabilen "şekilsel imzalar" el hareketlerinin etki olduğu imzalardandır. Huzurda alınan imzalarda müvekkilin şekilsel imzalarından anlaşılacağı üzere senette yer alan taklit imza ile alakası yoktur. Yukarıda kısa bir dikkatli incelemede dahi birden fazla farklılık göz ile dahi tespit edilebilmektedir. Bu bağlamda senette ihtiva eden imzanın müvekkilin el ürünü olmadığının tespiti amacıyla yeni bir bilirkişiden başkaca bir rapor aldırılması gerekliliği hasıl olmuştur. Aksi halde hukuka aykırı olarak müvekkil aleyhine düzenlenen senette yer alan ve gerçek olmayan bir borcun muhatabı müvekkil olacaktır. İşbu hal hukuken ve vicdanen kabul edilebilir değildir. İmzanın müvekkile ait olmaması sebebiyle icra takibine konu belge BONO DEĞİLDİR. BU SEBEPLERLE DAVALIYA BORCU DA BULUNMAMAKTADIR. İŞBU İMZA SAHTECİLİĞİ İLE İLGİLİ YASAL MAKAMLARA BAŞVURMA HAKLARIMIZI SAKLI TUTMAKTAYIZ. Anılan nedenlerle, borca ve imzaya açıkça itirazda bulunuyoruz. Netice ve Talep : Yukarıda izah edilen ve re'sen incelenecek diğer sebeplerle; Davanın KABULÜNE, Mahkeme aksi kanaatte ise dava konusu bono üzerindeki İMZALARIN davacının el ürünü olup olmadığının tespiti için dosyanın BAŞKA BİR BİLİRKİŞİYE / ADLİ TIP KURUMUNA GÖNDERİLMESİNE, Vekalet ücreti ve yargılama giderinin karşı tarafa TAHMİLİNE Karar verilmesini bilvekale talep ederiz. ../.../..... Davacı Vekili Av................................

  • İdare - İlamın Yerine Getirilmemesi Sebebiyle Tazminat Dava dilekçesi

    İSTANBUL (...) İDARE MAHKEMESİNE Dosya No : 2024/ Davacı : İSİM SOYİSİM TC ADRES Vekili : Av. ....................... (Adres Antettedir.) Davalı : KURUM BİLGİLERİ ADRES Konu :İstanbul ...İdare Mahkemesi ../.. E. Sayılı dosyası ../../... tarihli yürütmenin durdurulması kararının yerine getirilmemesi sebebiyle tazminat talebimizden ibarettir. Dava Değeri : ............,00-TL Açıklamalar Davacı müvekkil, Kamu Personeli Seçme Sınavı ( KPSS ) sonucunda yeterli puan alarak Koruma Güvenlik Görevlisi olarak atanmaya hak kazanmıştır. Bu bağlamda Müvekkil, Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde Müze Müdürlüğü biriminde ../../...... tarihinde çalışmaya başlamıştır. ../../...... tarihinde evraklarını sisteme yükleyen müze yetkililerinden kimlik kartının iptal edildiğini öğrenmiştir. Tarafımızca işbu idari işlemin iptali ve yürütmenin durdurulması talepleriyle İstanbul ... İdare Mahkemesi ../../...... E. Sayılı dosyası ile dava açılmıştır. İstanbul 6. İdare Mahkemesi; "Dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Öte yandan hukuka aykırı işlemin davacının çalışma özgürlüğünü etkilemesi nedeniyle icrasının davacı yönünden telafisi güç ve imkansız zarar oluşturacağı izahtan varestedir. Açıklanan nedenlerle; hukuka aykırılığı açık olan dava konusu işlemin; uygulanması halinde telafisi güç zararlar doğabileceğinden 2577 sayılı Kanun'un 27. maddesi uyarınca teminat alınmaksızın YÜRÜTÜLMESİNİN DURDURULMASINA" şeklinde gerekçesi belirtilerek, ../../...... tarihinde dava konusu işlem hakkında yürütmenin durdurulmasına karar vermiştir. (EK-1: Yürütmenin Durdurulması Kararı) İşbu yürütmenin durdurulması kararı ../../...... tarihinde davalı kuruma e- tebliğ edilmiştir. (EK-2: Kapalı Tebligat) Tebliğ tarihi davalı kurumun yürütmenin durdurulması kararını öğrendiği tarih kabul edilmiş olup aynı zamanda yükümlülüklerinin başlangıç tarihidir. İdari Yargılama Usulü Kanunu Madde 28/1: "Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idare, gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecburdur. Bu süre hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçemez." Yukarıda da açıklandığı üzere, idarenin yürütmeyi durdurma kararını uygulaması hukuk devleti ilkesinin bir gereğidir. Bu durumda İdari Yargılama Usulü Kanununa göre; idare kararın kendisine tebliğinden itibaren 30 gün içinde kararının gerektirdiği şekilde işlem tesis etmeye mecburdur. Ancak kararın davalı kuruma tebliğinden itibaren geçen yasal süre içerisinde kararın gereği yerine getirilmemiş ve müvekkil işe başlatılmamıştır. Devamında davalı kurum öncelikle yürütmenin durdurulması kararının gereğini yerine getirmek yerine Bölge İdare Mahkemesine karara karşı iptal talebinde bulunmuştur. İşbu durum dahi davalı kurumun konu hakkında bilgi sahibi olduğunu, işlem yapmamaları adına herhangi bir sebepleri olmadığını yahut işlemin tesisini engelleyecek başkaca bir yoğunluklarının dahi olmadığını ispatlar niteliktedir. Kaldı ki her ne sebeple olursa olsun yürütmenin durdurulması kararlarının ruhu gereğince gerekli işlemlerin İVEDİLİKLE yerine getirilmesi gerekmektedir. Hal böyle iken davalı kurumun KÖTÜ NİYETLİ şekilde YD kararının gereklerini yerine getirmediği aşikardır. Davalı kurumun YD kararına Bölge İdare Mahkemesine başvurusu ../../...... tarihinde KESİN olarak ret edilmiştir. (EK-3: Bölge İdare Mahkemesi kararı) Kararlar sonrasında yaptığımız başvurular neticesinde müvekkil Güvenlik Görevlisi Kimlik Kartını, ilgili ilçe emniyet müdürlüğünden teslim almıştır. Davalı kurum müvekkilin güvenlik kimlik kartını teslim alması sonrasında dahi işe başlatmamış hukuka ve kanunlara aykırı olarak mahkeme kararını yerine getirmemiştir. Davalı kurumun YD kararını yerine getirmesi amacıyla müvekkil defalarca görev yeri olan İstanbul İli Türbeler Müze Müdürlüğüne bizzat başvurmuştur. Yaptığı başvurular ile birlikte defalarca Müze Müdürlüğünü arayarak işe başlaması hakkında herhangi bir gelişme olup olmadığını sormuştur. Esasen YD kararının yerine getirilmesi için lehe karar verilen kişi tarafından başvuru ve talep olmasına dahi gerek yoktur. Gelinen aşamada müvekkil İSTANBUL İLİ KÜLTÜR MÜDÜRLÜĞÜNE gönderilmek üzere İSTANBUL İLİ MÜZELERE MÜDÜRLÜĞÜNE YD kararının yerine getirilmesi amacıyla ../../...... tarihinde YAZILI başvuruda bulunmuştur. (EK-4: Kurumda işe başlamak için yapılan başvuru). Sayın Mahkemeden ilgili kurumlardan sisteme kaydı yapılan dilekçe örneğinin celbine ilişkin ara karar oluşturması talebimiz mevcuttur. Ez cümle; davalı kurum, Anayasa başta olmak üzere İYUK ve ilgili mevzuata aykırı davranarak müvekkilin ağır zarara uğramasına sebep olmuştur. Müvekkil aylardır göreve başlatılmamış, maaş alamamıştır. HALİ HAZIRDA DAVALI KURUM YD KARARINA AYKIRI OLARAK MÜVEKKİLİ GÖREVE BAŞLATMAMAYA DEVAM ETMEKTEDİR. Hal böyle iken; yıllarca emek vererek kazandığı sınav sonucu işe başlamaya hak kazanan müvekkilin mahkeme kararına rağmen hala işe başlatılmaması kendisinde derin bir üzüntüye sebep olmuştur. Müvekkilin hukuka ve mahkeme kararına olan güveni gelinen son aşamada azalmıştır. Ekonomik olarak zorluk çekmektedir. Müvekkilin uğramış olduğu zararın tazmini amacıyla dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla müvekkilin yaşamış olduğu üzüntüler, sürekli sağlık raporu almak zorunda kalması nedeni ile 30.000-TL MANEVİ TAZMİNAT talebimiz mevcuttur. Hukuki Sebepler : İYUK ve ilgili mevzuat Hukuki Deliller : İşe başlatma için başvuru kayıt numarası içerir dilekçe örneği (ilgili kurumdan celbi talep edilir) İstanbul ... İdare Mahkemesi ../.. E. Sayılı dosyası ve ../../...... tarihinde verilen yürütmenin durdurulması kararı, İstanbul Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi ../.. Yd. İtiraz No. Dosyası, tanık, yemin, bilirkişi, uzman görüşü, keşif, her türlü yasal delil. Netice ve Talep : Yukarıda izah edilen ve re'sen nazara alınacak sebeplerle; Davamızın KABULÜNE, İstanbul .. İdare Mahkemesi ../.. E. Sayılı ../../...... tarihli yürütmenin durdurulması kararını yerine getirmeyen davalı idareden; dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla 30.000,00-TL MANEVİ TAZMİNATIN TAHSİLİNE, Yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa TAHMİLİNE, Karar verilmesini bilvekale talep ederiz. ../../...... Davacı Vekili Av. .........................

  • İş- Proje Bitimi Nedeniyle İşten Çıkarılma Dava Dilekçesi

    İSTANBUL (...) İŞ MAHKEMESİNE Dosya No : 2024/.... E. Davacı : İSİM SOYİSİM Vekili : Av. ................ (Adres Antettedir.) Davalı : İSİM SOYİSİM - TİCARET UNVANI Konu : İşçilik alacaklarının tahsili talebimizden ibarettir. Dava Değeri : ........,00-TL ( fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla ) Açıklamalar Müvekkil ../../..... tarihinden .../../..... tarihine kadar davalı bünyesinde güvenlik görevlisi olarak çalışmasını sürdürmüştür. Uzun yıllar boyunca 4857 Sayılı İş Kanununun ve somut iş hayatının tarafına yüklediği yükümlülükleri eksiksiz şekilde yerine getirmiştir. Çalıştığı süre boyunca üstleri, çalışma arkadaşları veya davalı iş yeri tarafından herhangi bir uyarı almamıştır. Ancak işveren, müvekkile karşı 4857 Sayılı İş Kanunundan ve diğer kanun ve yönetmeliklerden doğan görev ve sorumluluklarını yerine getirmemiştir. Bununla birlikte müvekkilin iş sözleşmesi davalı tarafça ../.../..... tarihinde haklı bir sebep olmaksızın feshedilmiştir. İşbu haksız fesih sonucu müvekkilin hak kazandığı birtakım işçilik alacaklarının tahsili amacıyla tarafımızca işçi ve işveren uyuşmazlıklarında zorunlu arabuluculuğa başvurulmuş ve arabuluculuk süreci olumsuz sonuçlanmıştır. (EK-1: Arabuluculuk Anlaşamama Tutanağı) DAVALI İŞVEREN, PROJENİN BİTMESİNİ BAHANE EDEREK MÜVEKKİLİN İŞ AKDİNİ ../../.... TARİHİNDE HAKSIZ BİR ŞEKİLDE FESHETMİŞTİR. Müvekkil, ../../..... tarihinde davalı işveren bünyesinde ......ta güvenlik görevlisi olarak çalışmaya başlamış daha sonra ......... görevlendirilerek çalışmaya devam etmiştir. Bu kapsamda ................tarafından ../../.... tarihinde "Fesih Protokolü" düzenlenmiş ve aralarındaki hizmet akdinin ../../....tarihi mesai bitiminde biteceği kararlaştırılmıştır. (Ek-2: Fesih Protokolü) İşbu kapsamda ../../.... tarihinde davalı işveren; halihazırda .................... çalışmakta olan müvekkilin iş akdini "OTEL İLE OLAN PROJEMİZ BİTTİ" bahanesi ile hiçbir işçilik alacak kalemi ödemeksizin işten çıkarmıştır. Müvekkilin iş akdi feshedilmiş olmasına rağmen davalı işveren, işten çıkış işlemlerini SGK'ya bildirmemiştir. Davalı işverenin ../../......'te .... ile projeyi bitirmesi üzerine projeyi ......Güvenlik A.Ş. üstlenmiştir. İşbu kapsamda ..... Güvenlik A.Ş. halihazırda orada çalışmakta olan ve ../../..... tarihinde iş akdi feshedilen müvekkile, ......... çalışmaya devam etmesi için iş teklifinde bulunmuş ve teklif müvekkilce kabul edilerek; müvekkil aynı yerde başka bir firma ile çalışmaya devam etmiştir. (Ek-3: İşe Giriş Kaydı) DAVALI İŞVEREN, ARABULUCULUK TOPLANTISINDAN SONRA, İŞTEN ÇIKARDIĞI MÜVEKKİLE GÖREVLENDİRME YAZISI GÖNDEREREK İŞÇİLİK ALACAKLARINI ÖDEMEKTEN KAÇMAYA ÇALIŞMIŞTIR. Tarafımızca ../../..... tarihinde müvekkilin hak kazandığı işçilik alacaklarının tahsili amacıyla arabuluculuk başvurusunda bulunulmuştur. (Ek-4: Arabuluculuk Başvuru Formu) Davalı işveren ile ../../..... tarihi saat 15:15'te telekonferans şeklinde toplantı yapılmış ve hiçbir alacak talebimiz kabul edilmeyerek "anlaşmama" şeklinde sonuçlanmıştır. Arabuluculuk toplantısı yapıldıktan sonra davalı işveren; ödemekle yükümlü olduğu işçilik alacaklarından kurtulmak amacıyla müvekkile, kendisinin başka bir iş yerinde görevlendirildiğine dair bildirimde bulunmuştur. (Ek-5: ../../..... Tarihli Görevlendirme Yazısı) Oysaki, davalı işveren müvekkilin iş akdini Akaretler ile yapılan projenin bitmesi sebebine dayanarak ../../.....'te feshetmiştir. Davalı işverence yapılan işbu görevlendirmeye yönelik bildirim, samimi olmadığı gibi salt amacı ../../..... tarihinde yapılan haksız feshin sonuçlarından kaçmaktan ibarettir. Somut olayda davalı işveren ile .... arasında yapılan hizmet akdi ../../.....'te sona ermiş olmasına rağmen müvekkile "sözde" yapılan görevlendirme sonraki ../../..... tarihinde olmuştur. (ARABULUCULUK TOPLANTISI SONRASI)Bu denli geç bir görevlendirmenin hayatın olağan akışına da aykırı olduğu sabittir. Tüm bunlar ile birlikte yukarıdaki başlıkta belirttiğimiz üzere müvekkil, işten çıkarıldıktan sonra yeni proje sahibi firma ile aynı yerde çalışmaya başlamıştır. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2015/8990 E. , 2017/4671 K.; "Dosya içeriğine göre; 31.10.2013 tarihinde proje bitimi ile iş ilişkisi sona ermiştir. Davalı bu iş ilişkisi bittikten sonra 07.11.2013 tarihinde başka bir iş yerinde işe başlaması için işçiyi davet etmiştir. Bu davet iş ilişkisi bittikten sonraki bir davet olup, fesih gerçekleştikten sonra yapıldığından fesih geçersiz olduğu gibi davacı tanıkları da beyanlarında davacıya 1000-2000 TL gibi bir para teklif edilerek işten ayrılmasını istediği ve davacı bunu kabul etmeyince davalı tarafından iş akdinin sonlandırıldığını beyan etmesi hususları birlikte değerlendirildiğinde mahkemece kıdem ve ihbar tazminatının kabulü gerekirken yazılı gerekçe ile reddi hatalıdır." Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2016/15433 E. , 2020/4779 K.; "Tanık beyanları ile dosyadaki bilgi ve belgelerden, son yıl iznini kullanmadığı anlaşılan davacının iş akdinin feshinin 02.08.2013 tarihli olup, iş akdinin işveren tarafından iş bitimi üzerine feshedildiği anlaşıldığından davacının kıdem ve ihbar tazminatı talebinin kabulü gerekirken yerinde olmayan gerekçe ile reddi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir." MÜVEKKİLİN HAK KAZANDIĞI İŞÇİLİK ALACAKLARINA YÖNELİK AÇIKLAMALARIMIZ; Yukarıda detaylıca anlatıldığı üzere, müvekkil "proje bitti" bahanesi ile işten haksız şekilde çıkarılmıştır. İş Kanunu 25. Madde uyarınca iş akdi ancak kanunda belirtilen haklı sebep halleri doğrultusunda feshedilebilir. Somut olayda, işbu sayılı haller olmaksızın feshedilen iş akdi neticesinde davalı tarafça müvekkile KIDEM TAZMİNATI ödenmelidir. Müvekkilin, davalı iş yerinde yaklaşık olarak 1 yıl 4 aylık bir çalışması mevcut olup 4 haftalık ihbar süresi mevcuttur. Ancak davalı işveren işbu ihbar süresine uymaksızın müvekkilin iş akdini derhal feshetmiştir. Dolayısıyla davalı işveren tarafından müvekkile İHBAR TAZMİNATI ödenmelidir. Müvekkil, davalı iş yeri bünyesinde ......... ve ...... Hotel'de çalışmakta iken işe giriş ve çıkışları kart sistemi ile olmaktadır. (Davalı iş yerinden işbu kayıtların celbini talep ederiz.) Müvekkil haftanın 6 günü davalı iş yerinde çalışmakta olup bir gün izin yapmaktadır. Vardiya sistemleri genel olarak 07:00 - 15:00, 15:00 -23:00, 23:00 - 07:00'dır. Her ne kadar yemek molası 30 dakika şeklinde gösterilse de işbu yemek molası müvekkile kullandırılmamış, müvekkil ayaküstü yemeklerini yemek durumunda kalmıştır. Bununla birlikte eksik eleman sebebiyle 06/02/2023 tarihinden 16/02/2023 tarihine kadar çift vardiya usulü çalıştırılmıştır. Müvekkile, çalıştığı dönem boyunca ödenen fazla mesai ücreti eksik olup ayrıca 2023 Şubat ayına ilişkin hiçbir fazla mesai ücreti ödenmemiştir. Dolayısıyla davalı işveren tarafından müvekkile FAZLA MESAİ ÜCRETİ ödenmelidir. Müvekkilin 14 günlük yıllık izin hakkı kendisine kullandırılmamış olup davalı işveren tarafından müvekkile YILLIK İZİN ÜCRETİ ödenmelidir. Hukuki Nedenler :İş Kanunu, Sosyal Güvenlik Kanunu, Postalar Halinde İşçi Çalıştırılarak Yürütülen İşlerde Çalışmalara İlişkin Özel Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmelik, HMK ve sair tüm yasal mevzuat. Hukuki Deliller : İhtarname, Vardiya Takip Çizelgeleri, Arama ve Whatsapp / SMS Kayıtları, Bordrolar, HTS Kayıtları, Banka Kayıtları , Emsal Ücret Araştırması, Müvekkile Ait SGK Sicil Dosyası ve SGK Kayıtları, Şirketin Ticaret Sicil Odası Kayıtları, İş Yeri Sicil Dosyası, İş Yeri Kayıtları, Nüfus Kayıtları, Tanık, Bilirkişi İncelemesi, Arabuluculuk Dosyası ve Tutanağı, Vergi Kayıtları, Yargıtay Kararları, Yemin, Uzman Görüşü, Keşif Her Türlü Yasal ve Takdiri Delil Netice ve Talep : Yukarıda izah edilen ve re'sen nazara alınacak sebepler ile; Fazlaya İlişkin Haklarımız Saklı Kalmak Kaydıyla Şimdilik; KIDEM TAZMİNATI, İHBAR TAZMİNATI, YILLIK İZİN ÜCRETİ alacağımızı kısmi dava, FAZLA MESAİ alacağımızı belirsiz alacak davası olarak açtığımızı beyan eder, alacak kalemleri aşağıdaki taleplerden ibarettir; Davamızın KABULÜNE ; Fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100,00- TL KIDEM TAZMİNATI alacağımızın akdin feshi tarihi olan ../../..... tarihinden itibaren yasal faizden az olmamak kaydıyla en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalı şirketten TAHSİLİNE, Fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100,00 TL İHBAR TAZMİNATI alacağımızın akdin feshi tarihi olan ../../..... tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı şirketten tahsiline, Fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100,00 TL FAZLA MESAİ alacağımızın akdin feshi tarihi olan ../../..... tarihinden itibaren yasal faizden az olmamak kaydıyla en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalı şirketten tahsiline, Fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100,00 TL YILLIK İZİN ÜCRET alacağımızın akdin feshi tarihi olan ../../..... tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı şirketten tahsiline, Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa YÜKLETİLMESİNE, Karar verilmesini saygılarımızla talep ederiz. ../../.... Davacı Vekili Av. ...................

  • İş- İş Kodu Değişikliği Dava Dilekçesi

    İSTANBUL (...) İŞ MAHKEMESİNE Dosya No : 2024/ Davacı : İSİM SOYİSİM TC ADRES Vekili : Av. ...................... (Adres Antettedir) Davalı : İŞ YERİ UNVANI VERGİ NO ADRES Konu : İşten çıkış kodunun değiştirilmesi taleplidir. Açıklamalar Müvekkil ../../....... tarihinde davalı ............ Hotel Beyoğlu şubesinde garson olarak çalışmaya başlamıştır. Çalıştığı dönem boyunca 4857 Sayılı İş Kanununun ve somut iş hayatının tarafına yüklediği yükümlülükleri eksiksiz bir şekilde yerine getirmiştir. Ancak davalı işveren ../.../..... tarihinde müvekkilin iş akdini "işçinin işverenin başka bir işçisine cinsel tacizde bulunması" anlamına ihtiva eden 44 koduyla haksız yere sonlandırmıştır. İşten ayrılış nedenine ilişkin olarak Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) bildirilen çıkış kodu gerçeğe aykırı olmakla birlikte tabiri caizse müvekkilin hayatını karartmış, işten çıkarıldığı günden bugüne dek büyük mağduriyet yaşamasına sebep olmuştur. Zira, müvekkil "cinsel taciz" suçlaması ile işten çıkarıldığı tarihten beri iş bulamamış, yapılan her bir iş başvurusu dava konusu olan kod sebebiyle reddedilmiş, işsizlik ödeneğinden faydalanamamıştır. Gündelik işlerde çalışmak zorunda kalmıştır. Müvekkilin işbu kodla işten çıkartılmasına dayanak teşkil edecek bir eyleminin bulunmadığını belirtir, ivedilikle işten ayrılış bildirgesindeki kod numarasının değiştirilmesini talep ederiz. Şöyle ki; MÜVEKKİLİN İŞ AKDİ HAKSIZ YERE FESHEDİLMİŞTİR. Müvekkil, davalı işveren bünyesinde "garson" olarak çalışmasını sürdürmüştür. Olay günü müvekkil ikramlık bırakmak için müşterisinin odasına girmiş, ikramlığını bırakmış ve o esnada yakında bulunan bir diğer işçi ......... ile karşılaşmıştır. Taraflar arasında iş ile ilgili bir sözlü münakaşa durumu olmuş ve başkaca hiçbir şey olmadan her ikisi de çalışmaya devam etmiştir. İşbu olaydan bir hafta sonra ........, işveren yetkililerine müvekkilin "bir haftaki olayda kendisini rahatsız ettiğini" bildirmiş, bu kapsamda müvekkilin aynı gün savunması alınarak başkaca hiçbir inceleme yapılmaksızın iş akdi sonlandırılmıştır. Müvekkilin "cinsel taciz" gibi son derece büyük ve çirkin bir ithamla işten çıkartılma süreci ne yazık ki hiçbir etkili araştırma olmadan yapılmıştır. Zira, Tacize uğradığını iddia eden işçinin beyanı hakkında başkaca işçilerin olay ile ilgisi beyanları alınmamış, İş yerinde etkili bir soruşturma yürütülmemiş, İşçinin neden iddia edilen olaydan 1 hafta sonra şikayetçi olduğu sorgulanmamış, İddiaya konu olayın ispatı açısından oldukça elzem olan "kamera kayıtları" dahi incelenmemiştir. Yargıtay emsal kararlarında işçinin 44 kodla işten çıkarılması hususunda kamera kayıtlarının muhakkak incelenmesi gerektiği ve iş yerinde soruşturma yapılarak konuyla ilgili diğer işçilerin de tanıklığına başvurulması gerektiğini, tüm bu hususlardan sonra iddianın yaklaşık olarak ispat edilebilir seviyesine geldiği anlaşılıyorsa işten çıkarma işleminin yapılacağı belirtilmektedir. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2015/11017 E. 2018/6050 K. 22.3.2018 T.; "Somut uyuşmazlıkta, davalı vekili duruşmada davacının iş aktinin feshine dayanak olarak ileri sürülen cinsel taciza ilişkin kamera kayıtlarının incelenmesini istemiştir.(...) Bu nedenle söz konusu kamera kayıtları temin edilerek bu görüntülerde yer alan varsa davacının fiilinin ne olduğu belirlenerek davacının kıdem tazminatına hak kazanıp kazanmadığı hakkında bir sonuca gidilmelidir." Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2018/11266 E. 2019/10658 K. 13.5.2019 T. ; "İşveren tarafından işyerinde soruşturma başlatılarak çalışanların konu ile ilgili bilgisine başvurulduğu, birden fazla çalışanın davacı ile ilgili olarak ortak beyanlarında davacının bazı çalışanları sözlü olarak taciz ettiği (...) dosya kapsamından anlaşılmaktadır." Feshe konu olayın gerçekleştiğine ilişkin ispat yükü kendisinde olan işveren, geçerli ve haklı nedende davacının davranışının veya yetersizliğinin işyerinde olumsuzluklara yol açtığını ve iş ilişkisinin çekilmez hal aldığını ispat etmelidir. İspat külfeti her ne kadar tarafımıza ait olmasa da işverenin kamera kayıtlarını sunması talebimiz mevcuttur. İDDİA KONUSU CİNSEL TACİZE İLİŞKİN SUÇ DUYURUSU DAHİ YOKTUR. Müvekkilin, işten çıkarılmasına gerekçe olan "cinsel tacize" ilişkin tacize uğradığını iddia eden işçi tarafından yapılan herhangi bir savcılık şikayeti yoktur. İşbu durum dahi, durumun gerçek olmadığının bir ispatıdır. Kaldı ki, yukarıda da açıkça belirtildiği üzere taraflar olay günü iş hakkında tartışmış, işbu tartışmadan 1 hafta sonra müvekkil hakkında "cinsel taciz" suçlaması yapılmıştır. Dolayısıyla cinsel taciz iddiasının müvekkil ile "husumeti bulunan" bir işçi tarafından yapıldığı aşikardır. Hayatın olağan akışı içerisinde gerçekten cinsel tacize uğrayan bir işçiden, olay günü şikayette bulunması beklenir. Somut olayda işçinin şikayet etmek için bir hafta beklemesini haklı kılacak hiçbir durum mevcut değildir. Davalı işverende, işbu iddianın doğruluğunu araştırmak adına hiçbir adım atmayarak müvekkili adeta "çamur at izi kalsın" mantığıyla alelacele işten çıkarmıştır. FESHİN HAKLILIĞININ İSPAT YÜKÜ İŞVERENDEDİR. Müvekkilin iş akdinin haklı nedenle feshedildiği, cinsel taciz olayının gerçekleştiğine ilişkin ispat yükü işverenin kendisinde olup haklı feshin sebep ve gerekçelerini somut deliller ile "kuşkuya mahal bırakmayacak şekilde" ispatlamalıdır. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2008/37322 E. 2010/33662 K. 11.11.2010 T.; "Mahkemece, iş aktinin davalı işveren tarafından 4857 sayılı yasanın 25/II.-C. maddesi gereğince işyerinde çalışan işçiye cinsel tacizde bulunduğu gerekçesiyle feshedildiği, işyerinde çalışan S. K.'ya cinsel tacizde bulunduğuna dair hiç bir belge ve beyanda bulunmadığı, bu durumda da davacının işyerinde çalışan işçiye cinsel tacizde bulunduğunun davalı işverence ispatlanamadığı, davacının iş aktinin feshinin haklı nedene dayanmaması nedeniyle davacının ihbar ve kıdem tazminatına hak kazanacağı.." İŞBU DAVANIN AÇILMASINDA HUKUKİ MENFAATİMİZ BULUNMAKTADIR. Yukarıda da izah edildiği üzere, müvekkilin haksız yere 44 koduyla işten çıkışı yapılmıştır. İşbu küçük düşürücü suç anlamına gelen kod 44 nedeniyle müvekkil işten çıkarıldığı ../.../..... tarihinden bugüne iş bulamamıştır. Henüz 31 yaşında olan müvekkilin adeta çalışma hayatı bitmiştir. Yaptığı her bir iş başvurusu dava konusu çıkış kodu nedeniyle geri çevrilmiştir. Müvekkil, çalışamadığından hayatını ancak ailesi ve yakınlarının yardımı ile idame ettirmektedir. Gündelik işlerde çalışmaktadır. İşsiz kaldığı dönemde "gerçeğe aykırı konan çıkış kodu" nedeniyle işsizlik ödeneğinden de faydalanamamıştır. Dolayısıyla işbu kodun değiştirilmesinde hukuki menfaatimiz bulunmaktadır. Bahsedilen tüm sebeplerle gerçeği yansıtmayan işten ayrılış kodu olan 44 kodunun SGK kayıtlarında "04-Belirsiz süreli iş sözleşmesinin işveren tarafından haklı sebep bildirilmeden feshi" şeklinde düzeltilmesine karar verilmesini talep ederiz. Hukuki Nedenler : İş Kanunu, HMK ve sair tüm yasal mevzuat. Hukuki Deliller :Arabuluculuk Tutanağı, Vardiya Takip Çizelgeleri, Performans Değerlendirmeleri, Puantaj Kayıtları, Vergi Kayıtları, İşçi Özlük Dosyası, Arama ve Whatsapp / SMS Kayıtları, HTS Kayıtları, Telefon Baz Kayıtları, Banka Kayıtları, Kamera Kayıtları, Müvekkile Ait SGK Sicil Dosyası ve SGK Kayıtları, Özlük Dosyası, SGK ve İş-Kur ihbara ilişkin kayıtlar, Sosyal Medya Kayıtları, Mail, İş yeri yazışmaları, Şirketin Ticaret Sicil Odası Kayıtları, İş Yeri Sicil Dosyası, İş Yeri Kayıtları, Nüfus Kayıtları, Tanık, Bilirkişi İncelemesi, Yemin, Uzman Görüşü, Keşif, Yargıtay Kararları ve her türlü yasal delil. Netice ve Talep : Yukarıda izah edilen ve re'sen nazara alınacak sebeplerle; Müvekkilin ../.../.... tarihli "işçinin işverenin başka bir işçisine cinsel tacizde bulunması" nedenli 44 işten çıkış kodunun "Belirsiz süreli iş sözleşmesinin işveren tarafından haklı sebep bildirilmeden feshi" olarak 04 işten çıkış kodu ile DEĞİŞTİRİLMESİNE, Davamızın KABULÜNE, Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa TAHMİLİNE, Karar verilmesini bilvekale talep ederiz. ../.../...... Davacı Vekili Av.Yılmaz GÜNEŞ

  • İş - işçi Fesif İhtarnamesi

    İHTARNAME İHTAR EDEN : İSİM SOYİSİM TC ADRES VEKİLİ : Av. ..................... MUHATAP : TİCARET UNVANI- VERGİ NUMARASI ADRES KONU : İşbu ihtarname haklı sebeple iş akdinin feshi, kıdem tazminatı, AGİ ücreti, yıllık izin ücretlerinin ödenmesi ve diğer işçilik alacaklarının ödenmesi ve sair hakların bildirilmesi hakkındadır. Açıklamalar Sayın Muhatap, müvekkil ../../2022 tarihinde işe girmiş olup bünyenizde ..................... olarak çalışmaktadır. Müvekkil işe başladığı günden bugüne kadar sürekli şekilde üstleri tarafından baskıya maruz kalmış, işveren ise iş yerinde gerek iş arkadaşları gerekse de üçüncü kişilerin yaptıkları baskılara engel olmamıştır. Ayrıca müvekkilin izni veya onayı olmaksızın çalışma saatleri değiştirilmiş, fazla mesai yaptırılmış, yıllık izinleri, dini ve milli bayram izinleri kullandırılmamıştır. Fazla mesai ücretleri dahi ödenmemiştir. Müvekkilin yukarıda yazılı durumlara maruz bırakılması, iş koşullarının zorlaştırılarak çalıştırılması, müvekkile hakaret ve tehdit boyutlarına varan ithamlarda bulunulması ve diğer yazılı olmayan hususlar sebebi ile 4857 Sayılı İş Kanunu 24. Maddesi I. Bendi ( A maddesi ) ve II. Bendi ( B, C ve E maddesi ) uyarınca haklı nedenle iş sözleşmesinin feshettiğini ihbaren ve ihtaren bildiririz. İşbu sebeple ( fazlaya ilişkin haklarımızın saklı kalması kaydı ile) müvekkilimizin kıdem tazminatının, fazla mesai ücretlerinin, yıllık izin ücretinin, ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinin, asgari geçim indiriminin ihtarnamenin tebliğinden itibaren 3 iş günü içerisinde aşağıda yazılı IBAN numarasına ödenmesi aksi halde yasal yollara müracaat edeceğimizi ihtar ederiz. VAKIFBANK IBAN : TR.. ....... ........ ........ ......... Sayın Noter işbu ihtarnamenin bir suretinin muhataba APS posta ile tebliğini bir suretinin dairenizde saklanmasını bir suretinin ise tarafımıza verilmesini bilvekale talep ederiz. ../../2022 İhtar Eden Vekili Av. ..............................

  • Kaçak Elektrik Dava Dilekçesi

    İSTANBUL (...) ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE Dosya No : 2024/ E. Davacı : İSİM SOYİSİM TC ADRES Vekili : Av. ..................... (Adres Antettedir.) Davalı :Boğaziçi Elektrik Dağıtım Anonim Şirket (V.N.:..) Adres Konu : Haksız ve hukuka aykırı olarak düzenlenen ../../.. ve ../../.. tarihli kaçak elektrik tespit tutanaklarının iptali ile davalı kuruma ödenen bedellerin sözleşme ilişkisi hükümlerince iadesi talebimizden ibarettir. Harca Esas Değer : 1.000-TL (fazlaya ve faize ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla) Açıklamalar Müvekkil hakkında kaçak elektrik kullanımı iddiası üzerine mesnetsiz ve hukuka aykırı olarak ../../.. tarihinde H/No:.. ve ../../.. tarihinde H/No:... seri numaralı kaçak elektrik tespit tutanakları düzenlenmiştir. İşbu tutanaklara istinaden davalı, ../../.. tarihli tutanak için ........-TL; ../../.. tarihli tutanak için .............. ve ................... Fatura numaralı toplam ........-TL eksik tüketim ve kaçak elektrik faturası tahakkuk ettirilmiştir. (Ek-1: Kaçak Elektrik Tespit Tutanağı) Müvekkil, kendisine haksız yere tahakkuk edilen ../../.. tarihli tutanak bedelini davalı kurumun baskısı sonucu ../../.. tarihinde; ../../.. tarihli tutanak bedelini ise ../../.. tarihinde ödenmiştir. (Ek-2: Banka Dekontu) Hal böyle iken tarafımızca haksız yere ödenen işbu bedellerin iadesi ile birlikte, davalı kurumca tanzim edilen kaçak elektrik tespit tutanaklarının iptalini talep etme zaruriyetimiz hasıl olmuştur. Aşağıda ayrıntılı şekilde açıklanacağı üzere müvekkil, işletmesini açtığı ilk günden bugüne dek kaçak elektrik enerjisi tüketmemiştir. Kabul etmemekle birlikte bir an tükettiği düşünülse dahi davalı yanın düzenlediği kaçak elektrik tutanaklarının her bir satırı hukuka ve gerçeğe aykırıdır. Şöyle ki; KAÇAK ELEKTRİK KULLANIMINA İLİŞKİN İTİRAZLARIMIZ MÜVEKKİL, KAÇAK ELEKTRİK ENERJİSİ TÜKETMEDİĞİ HALDE HAKKINDA HAKSIZ YERE KAÇAK ELEKTRİK TUTANAĞI TANZİM EDİLMİŞTİR. Müvekkil büfe işletmeciliğinden anlayan, kendi halinde bir esnaftır. Elektrik işlemleri veya elektrik sayacı hakkında bir bilgisi bulunmamaktadır. Tüm bu hususlar ile beraber, müvekkilin söz konusu uzmanlık / ustalık gerektiren hal hakkında bilgi sahibi olması kendisinden beklenemez. Müvekkil işletmeyi devralmasıyla birlikte abonelik yaptırarak yükümlülüklerini yerine getirmiş, tarafına izafe edilen elektrik faturalarını gün be gün aksatmadan ödemiştir. Dağıtım şirketinin kaçak elektrik ile mücadele ederken adil davranması gerekmektedir. Kaçak kullanımının tespiti anında tutanak tutulurken tutanağı görevli personeller, tanık ve abonenin imzalaması şarttır. Abonenin imzadan imtina etmesi durumunda kolluk veya muhtar tanık olabilir. Ancak tutanak incelendiğinde abone temsilcisi veya muhtar, tanık imzalarının olmadığı görülmektedir. Ayrıca tutanakta tanık kısmının boş bırakıldığı, tutanakta tanıklık edecek kimsenin bulunmadığına dair bir kayıda da yer verilmediği aşikardır. Bu nedenle düzenlenen kaçak elektrik tutanağı dayanaktan yoksun olduğundan tahakkuk edilen borç, hukuken geçerli bir tutanağa dayanmamaktadır. Tutanak işbu haliyle dayanaktan yoksun ve usulen geçersizdir. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E. 2022/8164 K. 2023/954 T. 4.4.2023 ; "Nitekim özel hukuk tüzel kişisi olan davalı şirkette hizmet akdiyle çalışan görevliler tarafından düzenlenen kaçak tespit tutanaklarının, 6100 Sayılı Kanun'un 204. maddesinin ikinci fıkrasında sayılan belgelerden olmadığı tartışmasızdır. EŞ SÖYLEYİŞLE, KAÇAK ELEKTRİK TUTANAĞI, AKSİ SABİT OLUNCAYA KADAR GEÇERLİ BELGELERDEN DEĞİLDİR. (Dairemizin 21.10.2021 tarihli ve 2021/4894 E., 2021/10580 K. sayılı ilamı da aynı yöndedir.) " TUTANAKTA YER ALAN TÜM MAKİNELER NORMAL, YASAL TESİSATA BAĞLIDIR. İŞBU DURUM ÖNCEKİ DÖNEM FATURA MİKTARLARI İLE DE SABİTTİR. Aşağıda yer alan yönetmelik hükmü ve yargıtay içtihadı doğrultusunda ayrı bir hat çekilerek kullanılan elektrik tüketiminde sadece o hat üzerinden çekilen cihazların kurulu gücü dikkate alınacaktır. Sayılan tüm bu eşyalar halihazırda iş yerinde olan EŞYALARIN TAMAMIDIR. (Ek-4: İşyeri fotoğrafları) (Davalı kurumun çektiği videolarda da bu durum sabittir.) Tüm bu makineler, kaçak hattan geçmiş ise müvekkil yıllarca neden oldukça yüksek faturalar ödemiştir? Müvekkilin geriye dönük ödediği elektrik faturaları incelendiği vakit ödediği faturaların ne kadar yüksek olduğu görülecektir. (Ek-5: Müvekkile ait tüm fatura dökümanı) Emsal olması açısından; TUTANAKLARA YÖNELİK İTİRAZLARIMIZ TUTANAKLAR YÖNETMELİK VE EPDK KARARLARINA AYKIRI OLUP MÜVEKKİLE HAKSIZ YERE BORÇ YÜKLETİLMİŞTİR. Davalı tarafından tanzim edilen tutanaklar belirtilen usul ve esaslara uyulmayarak afaki , soyut ve subjektif YÖNTEMLERLE İŞLEM ve hesaplama yapmıştır. Davaya konu ../../.. ve ../../.. tarihli kaçak tespit tutanaklarında ayrı bir hat çekilerek birtakım cihazların kaçak olarak beslenmiş olduğu, bu cihazların kurulu gücünün sırasıyla 8250 Watt ve 9650 Watt olduğu tespit edilmiştir. Bununla brilikte ../../.. tarihli tespit tutanağında HİÇBİR SOMUT GEREKÇE, DELİL VS OLMAKSIZIN kaçak kullanım bedeli tutanak tarihinden ../../.. tarihine kadar geriye götürülmüştür. Oysaki; Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği MADDE 45- ç) Birinci fıkranın (b) ve (c) bentlerinde belirtilen sürenin dışında, tüketicinin kaçak elektrik enerjisi kullanım başlangıç tarihinin doğru bulgu ve belgelerle tespit edilmesi halinde, kaçak tüketime ek olarak birinci fıkranın (b) ve (c) bentlerinde belirlenen başlangıç tarihinden itibaren, doğru bulgu ve belgelerle tespit edilmiş kaçak elektrik enerjisi kullanımı başlangıç tarihine kadar GERİYE DÖNÜK normal tüketim hesabı yapılır. Davalı kurum, kaçak kullanımın tespit tarihi (../../..) ile kaçak öncesi son okuma tarihi (../../..) arasındaki dönem için kaçak tahakkuku, son okuma tarihinden geriye dönük olarak (../../..) ise kaçak ek tahakkuku yapılmıştır. Yönetmelikte yer aldığı üzere, kaçak tahhukkuku yanında geçmişe yönelik ek tahakkuk yapılabilmesi için kaçak elektrik enerjisi kullanım başlangıç tarihinin doğru bulgu ve belgelerle tespit edilmesi gerekmektedir!! Eldeki davada davacının, kaçak elektrik enerjisi kullanım başlangıç tarihine ilişkin davalı kurum kayıtlarında doğru bulgu ve belge bulunup bulunmadığının, davacının kaçak kullanım başlangıç tarihinin net olarak tespit edilip edilmediği konusunda bir inceleme ve araştırma yapılmaksızın, ek tahakkuk hesabı konusunda eksik inceleme ile tutanak hukuka aykırı olarak düzenlenmiştir. ../../.. Tarihli ve ......... Seri Numaralı Kaçak Elektrik Tespit Tutanağı: Hesap bülteni ve tahakkuk ettrilen faturalar elimizde bulunmadığından, işbu tutanak ve hesap bülteninin DAVALI KURUMA MÜZEKKERE YAZILARAK CELP EDİLMESİNİ TALEP EDERİZ. İşbu tutanak esas alınarak ana faturaya ek olarak düzenlenen 95 günlük ek faturanın hiçbir haklı gerekçesi olmayıp, herhalükarda mahkemenizce iptali gerekmektedir. HESAPLAMAYA YÖNELİK İTİRAZLARIMIZ Davalı, kaçak kullanım süresini keyfiyete göre belirlemiştir. Yönetmelikle toplam kaçak elektrik kullanımının 12 ayı geçemeyeceği sabittir. Bu nedenledir ki; davacının tanzim ettiği tutanakta, kaçak elektrik kullanımı ....... tarihinden diğer kaçak kullanım tespit tarihi olan ... tarihine kadar belirlenmiştir. Zira kaçak elektrik kullanımının azami süresi 12 aydır. Davacı taraf, elinde doğru bulgu ve belge olmaksızın haksız yere "AZAMİ SÜREDEN" kullanım hesabı yapmıştır. Böylelikle tutanağa konu ceza belirlerken yalnızca yönetmelik hükmünün verdiği yetkiyi kullanmak amacıyla herhangi bir surette somut olaya uyarlamadan ceza tazmin edilmiştir. Böylelikle kaçak kullanma süresinin tespitinde, ispata yarar bilgi, somut bir belge bulunmamaktadır. Davacı ispatlamaya dayanak olarak da bilgi ve belge sunmamıştır. EPDK tüketici hizmetleri yönetmeliği ve EPDK kurul kararlarına uygun olarak yapılmadığı ve kesilen cezanın keyfiyet içerdiği aşikardır. Harici hattan geçtiği iddia edilen makineler ve wattlar yanlış tespit edilmiş, toplama işlemi dahi yanlış yapılmıştır. Aşağıda ayrıntılı şekilde anlatacağımız üzere; tutanakta gerçeğe aykırı olacak şekilde gelişigüzel watt ve makine adetleri yazılmıştır. Tüm bunlar aşağıda ayrıntılı olarak tablolaştırılmış, makine ve iş yerine ait fotoğraflar da dosya ekinde sunularak somutlaştırılmıştır. Hukuki Nedenler : Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği, TBK, TMK, HMK, İİK ve ilgili tüm yasal mevzuat. Hukuki Deliller : Karşı tarafın göstereceği delillere karşı delil gösterme hakkımız saklı kalmak kaydıyla, Kaçak Elektrik Tespit Tutanağı, Abonelik Sözleşmesi, Savcılık Soruşturma Dosyası, Faturalar, Şube Açılış Belgesi, BEDAŞ başvuru dilekçesi ve cevabı, Arabuluculuk Tutanağı, Müvekkilin SGK kaydı, İş yerine ilişkin abonelik sözleşmesi, Makine marka ve watt bilgisi içeren fatura ve fotoğraflar, Video, Tanık, Yemin, Keşif, Bilirkişi Raporu, Uzman Görüşü, Yargıtay Kararları ve yasal her türlü delil. Netice ve Talep : Yukarıda izah edilen ve re'sen nazara alınacak sebeplerle; (Fazlaya ve faize ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla) Davalı kurumun müvekkil aleyhine haksız yere tanzim ettiği ../../... ve ../../.... tarihli kaçak elektrik tespit tutanaklarının İPTALİNE, Davalı kurumun müvekkilden haksız bir şekilde tahsil ettiği toplam .............-TL tutarındaki meblağın şimdilik 1.000,00-TL'lik tutarına ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek olan ticari faizi ile birlikte davalıdan TAHSİLİNE, Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa TAHMİLİNE, Karar verilmesini bilvekale talep ederiz. ../../... Davacı Vekili Av. .........................

  • Kira - İhtiyaç Sebebiyle Tahliye İhtarnamesi

    İHTARNAME İHTAR EDEN : İSİM SOYİSİM TC ADRES VEKİLİ : Av. .......................... ADRES MUHATAP : İSİM SOYİSİM TC ADRES KONU : İhtiyaç sebebiyle kiralananın tahliye edilmesi taleplidir. Açıklamalar Müvekkil, ../../.... tarihinde "...... Mah. ........ Sk. No: ../... .......... / İstanbul" da bulunan taşınmazı satın almıştır. Mülkiyeti müvekkile ait olan işbu taşınmazı ../.../.... tarihli kira sözleşmesi uyarınca kiracı sıfatı ile kullanmaktasınız. Kanun uyarınca yeni malik olan müvekkilin zorunlu ve sürekli konut ihtiyacının doğmuş olması sebebiyle; tarafınıza ...... Noterliğinden ../../.... tarihli ....... yevmiye numaralı çekilen ihtarnamede belirtildiği üzere taşınmazdan tahliyeniz talep edilmiştir. Ayrıca işbu ihtarnamenin fotoğrafı, tarafınızca aktif olarak kullanılan cep telefonunuza da iletilmek suretiyle ihtarnamede haberdar edilmiş bulunmaktasınız. Müvekkil, zorunlu ve sürekli mesken ihtiyacı sebebiyle ilgili taşınmazı kullanacak olup ;6098 Sayılı Kanun’un 350, 351 vd. maddeleri uyarınca, eski malik ile yapılan kira sözleşmesi müvekkilin gereksinimi nedeniyle tarafımızca yenilenmeyeceği tekrardan ihtaren bildirilir. Tarafımızca başkaca herhangi bir ihtar ve ihbara gerek olmaksızın kayıtsız ve şartsız olmak suretiyle kira dönemi sonu olan ../../.... tarihinde kiracı olarak bulunduğunuz taşınmazı TAHLİYE EDEREK temiz olarak teslim etmeniz gerektiğini, aksi halde aleyhinize "ihtiyaç nedeniyle tahliye davası" açılacağını, yargılama gideri, vekalet ücreti ile sair masrafların da tarafınıza yükletileceği önemle vekaleten ihtar ve ihbar olunur. ../.../..... İHTAR EDEN VEKİLİ Av. ..........................

  • Kira - Kira bedeli tespit davası bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi

    İSTANBUL .... SULH HUKUK MAHKEMESİNE Dosya No : 2024/.... E. Davalı : İSİM SOYİSİM Vekili : Av. .................. Konu : Bilirkişi raporuna karşı itirazlarımızdan ibarettir. Açıklamalar Mahkemeniz nezdinde görülen ve numarası yukarıda belirtilen dosyada, dava konusu kiralık taşınmazın kira bedelinin tespiti amacıyla bilirkişi raporu alınmış ve işbu rapor tarafımıza ../../..... tarihinde e-tebliğ edilmiştir. Bilirkişi raporunda aleyhe olan hususları kabul etmemekle birlikte söz konusu raporun hüküm kurmaya elverişli olmadığını beyan ederiz. Şöyle ki; BİLİRKİŞİ RAPORUNDA EMSAL KİRA BEDELLERİ DİKKATE ALINMAMIŞTIR. Raporda dava konusu taşınmazın ../.../...... tarihi itibariyle aylık net ücretinin 12.700-TL olduğu kanaatine varılmıştır. Ancak dava konusu taşınmazın hemen yanında yer alan ve tarafımızca emsal olarak gösterilip heyet tarafından keşif sırasında incelenen emsal dükkan kiraları dikkate alınmaksızın oldukça yüksek bir kira bedeli belirlenmiştir. Zira cevap dilekçemizde belirttiğimiz ve raporda da yer aldığı üzere emsal kiralar incelendiğinde, DAVA KONUSU KİRA AKDİ KİRA BEDELİ Özellikleri ....... Sk. No:6/A  ../.../..... 4.420-TL 27 m², Zemin Kat Sokak girişli EMSAL DÜKKAN   KİRA AKDİ KİRA BEDELİ Özellikleri KUAFÖR   ../.../.....  2.000-TL 45 m², ........ Sk No:8/A Zemin Kat Sokak girişli DÖVMECİ ...... Sk No:8/A  ../.../..... 3.500-TL 90 m², Zemin Kat Sokak girişli Gerek davalı gerekse de bilirkişilerce dava konusu taşınmaza emsal olarak gösterilen taşınmazlar "dava konusu taşınmaz ile aynı mevkii, semt, evsaf"ta değildir. Halbuki yukarıda ki tabloda gösterilen emsal dükkanlar dava konusu taşınmazın komşusu olup aynı niteliklere sahiptirler. Hal böyle iken, kira sözleşmeleri ve dekontları da sunulan işbu emsal kiralara neden bilirkişilerde itimat edilmediği tarafımızca anlaşılamamıştır. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E. 2021/3200 K. 2021/6064 T. 7.6.2021 kararında; "Kira bedelinin, sözleşmenin başlangıç tarihine göre hak ve nesafet esaslarına göre tespit edilmesi gerekmekte olup, 18.11.1964 gün ve 2/4 Sayılı Y.İ.B.K. ve yerleşik Yargıtay uygulamalarına göre "hak ve nesafet" ilkesi uyarınca hâkim bu sınırlamayı yaparken, öncelikle tarafların tüm delilleri varsa emsal kira sözleşmeleri aslı veya onaylı örnekleri dosyaya alınmalı, bilirkişi marifetiyle kiralanan taşınmaz ve taraf emsalleri tek tek görülüp incelenmeli, böylece elde edilen veriler somutlaştırılarak, dava konusu yer ile ayrı ayrı (konumu, çevresi, niteliği, kullanım şekli, kira başlangıç tarihi, kira süreleri vb.) kira parasına etki eden tüm nitelikleri karşılaştırılmalı, emsal kira bedellerinin niçin uygun emsal olup olmadığı somut gerekçelerle açıklanmalı, dava konusu taşınmazın yeniden boş olarak kiraya verilmesi halinde getirebileceği kira bedeli belirlenmeli, hâkimce bu kira bedeli dikkate alınmak suretiyle hak ve nesafete; özellikle tarafların kira sözleşmesinden bekledikleri amaçlarına uygun makul bir kira bedeline hükmedilmelidir." Emsal kira bedelleri 2023 yılı Ocak ve Mart ayına ilişkin olup huzurdaki davada da 2023 yılı Mart ayı itibariyle kira bedelinin tespiti talep edilmiştir. Emsal kira sözleşmleri, kira tespiti yapılan dönemle aynı olup müvekkilin halihazırda ödediği kira bedelleri taşınmazın güncel kira değeri ile uyumludur. Dolayısıyla , taşınmazın kira bedelinin belirleyen tüm unsurlar birlikte değerlendirildiğinde dava konusu taşınmazın kira bedelinin belirlenen miktardan daha düşük olacağı aşikardır. Müvekkilin ödediği kira bedeli emsallerine ve bölge teamüllerine uygundur. DAVA KONUCU MECURUN METREKARESİ YANLIŞ TESPİT EDİLMİŞTİR. Bilirkişi raporunda dava konuşu taşınmazın m²'si 27 olarak hesaplanmışsa da işbu durum gerçeğe aykırı olup gerçek m² 15'tir. Zira, müvekkile Beşiktaş Belediye Başkanlığı tarafından ../../..... tarihinde verilen iş yeri açma ve çalışma ruhsatı belgesinde de "taşınmazın m²'si 15" olarak tespit edilmiştir. İlgili evrak işbu dilekçenin ekinde mahkemeye ibraz edilmiştir. İşbu konuda, bilirkişilerce taşınmazın gerçek m²'sinin tespiti amacıyla sadece "ölçüm" yapılması amacıyla tekrar keşif yapılması zaruridir. Mahkeme aksi kanaatte ise ilgili resmi kurumlara yazı yazarak dava konusu mecurun m²'sinin ne kadar olduğunu tespit ettirmelidir. Aksi halde, bilirkişilerce yapılan hesaplama gerçeğe aykırı olup, mecurun m²'sine yönelik uyuşmazlığın çözülmeden verilen karar dosyanın bozulma sebebini oluşturacaktır. Gerçeğe aykırı yapılan ölçüm sonucu tespit edilen fahiş kira bedelline ve rapora itiraz eder; itirazlarımız doğrultusunda tekrardan rapor alınmasını talep ederiz. (Ek-1: iş yeri açma ve çalışma ruhsatı) TAŞINMAZIN KİRA BEDELİNİN NE ŞEKİLDE BELİRLENDİĞİ NET OLMAYIP, BOŞ KİRALANMASI HALİNDEKİ KİRA BEDELİ TESPİT EDİLEMEMİŞTİR. Bilirkişi raporunda eksik inceleme sonucu ../../..... tarihi itibariyle mecurun aylık net ücretinin fahiş miktarda 12.700-TL olarak tespit edilmiştir. Raporda emsal olarak bilirkişilerce belirtilen mecurların m² cinsinden bedelleri 348-TL, 369-TL olduğu halde dava konusu taşınmazın kirası m² cinsinden (emsallerin iki katı olacak şekilde) neden 741-TL olduğu izah edilememiştir. Ayrıca dosyada, piyasa araştırması sonucu ortaya çıkan kira bedellerine ilişkin rakamlar ve taşınmaz değerine ilişkin belediye rayiç bedeli raporu yer almamaktadır. Taşınmazın kira değerinin nasıl belirlendiği açık değildir. Dosyada, taşınmazın komşularına ait kira sözleşmeleri ve dekontları mevcut iken, ilanlardan yola çıkarak emsal kira bedeli belirlenmesi hukuka uygun değildir. Kaldı ki, kiralık iş yerleri direkt ilanda belirtilen kira bedellerinden kiralanamamaktadır. Dolayısıyla, bilirkişilerce emsal gösterilen taşınmazların ilanda yazılan kira bedellerinden kiralanma zorunluluğu yoktur. Raporda bu hususta belirtilen pazarlık payı (0,95) oranı oldukça düşük tutulmuştur. Yargıtayın kira bedelinin tespiti davalarında bilirkişi heyeti raporunda kiralananın yeniden boş olarak kiraya verilmesi halinde getirebileceği kira bedelinin ne olacağının belirtilmemiş olmasının eksiklik olduğu hususunda emsal kararları mevcuttur. Söz konusu bilirkişi raporunda da bu hususta bir değerlendirme yapılmadığından rapor hüküm kurmaya elverişli değildir. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E. 2022/5205 K. 2022/6879 T. 22.9.2022 kararında; "Tüm bu bilgilere göre somut olay değerlendirildiğinde; 06/03/2020 tarihli bilirkişi heyeti raporunda, yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda kiralananın yeniden boş olarak kiraya verilmesi halinde getirebileceği kira bedelinin ne olacağı belirtilmemiş olduğundan, alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli değildir. O halde, mahkemece yapılacak iş; bilirkişi heyetinden ek rapor alınarak taşınmazın boş olarak kiraya verilmesi halinde getirebileceği kira bedeli belirlenip, bu bedelden davalının eski kiracı olduğu gözetilerek hakkaniyete uygun bir miktarda indirim yapıldıktan sonra kira bedelinin tespitine karar vermek olmalıdır. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E. 2021/5455 K. 2021/8864 T. 22.9.2021 kararında; "Hak ve nesafete uygun kira belirlenirken; en son ödenen aylık kira bedeline endekse ( ÜFE ) göre artış yapılarak belirlenen kiradan daha düşük olmayacak şekilde taşınmazın boş olarak yeniden kiraya verilmesi halinde getirebileceği kira bedelinden, davalının eski kiracı olduğu gözetilerek hakkaniyete uygun bir miktarda indirim yapılması gerekmektedir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, emsal kira sözleşmelerinin incelenmemiş, kira parasına etki eden niteliklerin açıklanmamış olup, rapor bu haliyle hüküm vermeye yeterli değildir." MÜVEKKİL LEHİNE EN ÜSTTEN HAKKANİYET İNDİRİMİ UYGULANMALIDIR. Bilirkişi raporunda müvekkilin uzun süredir kiracı olduğu göz önünde bulundurularak hakkaniyet indiriminin Mahkeme takdirinde olduğu belirtilmiştir. TBK 344. Maddesi ve istikrar kazanmış Yargıtay kararları doğrultusunda, müvekkilin 8 YILLIK ESKİ KİRACI olduğu ve kiralanan dönemde oldukça yüksek bir bedelle kira sözleşmesi yaptığı dikkate alındığında en üst seviyeden hakkaniyet indirimi uygulanmasını talep ederiz. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E. 2021/5455 K. 2021/8864 T. 22.9.2021 kararında; "Mahkemece, taşınmazın galip vasfının çatılı iş yeri olduğu tespit edildiği takdirde, yeniden bilirkişi görüşüne başvurulması ve belirlenecek kira bedelinden davalının eski kiracı olduğu gözetilerek %5 - %20 oranında hakkaniyete uygun bir miktarda indirim yapması gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir." Açıklanan tüm nedenlerle ../../....... tarihli rapor eksik inceleme yapılmak suretiyle tanzim edilmiş olup hüküm kurmaya elverişli değildir. Taşınmazın kira değerinin tüm yönleriyle incelenmesi ve her türlü denetime açık, hüküm kurmaya elverişli olması amacıyla ek rapor aldırılmasını talep ederiz. Netice ve Talep : Yukarıda izah edilen ve re'sen nazara alınacak sebeplerle; Bilirkişi raporuna itiraz dilekçemizin KABULÜNE, İtirazlarımızı karşılar nitelikte ek rapor ALINMASINA, Haksız ve mesnetsiz davanın REDDİNE, Yargılama gideri ve vekalet ücretinin TAHMİLİNE, Karar verilmesini vekaleten talep ederiz. ../.../.......... Davalı Vekili Av. ........................... Ekler : Ek-1: İş yeri açma ve çalışma ruhsatı Ek-2: Emsal yargıtay kararları

  • Miras - Mirasın Reddi Dava Dilekçesi

    İSTANBUL (...) SULH HUKUK MAHKEMESİNE Dosya No : 2024/ Davacı : İSİM SOYİSİM TC ADRES Vekili : Av. ....................... (Adres Antettedir) Davalı : Hasımsız Konu : Mirasın reddi talebimizden ibarettir. Açıklamalar Miras bırakan .............; ......... İli, ...... İlçesi, Cilt No:..., Aile Sıra No:..., Sıra No:.. nüfusuna kayıtlı, M... ve S....'den olma, ../../... doğumlu, ................... TC kimlik numaralı olup ../../... tarihinde vefat etmiştir. Geriye mirasçı olarak; kız kardeşi ............'ı ve müvekkil eşi ...........' ı bırakmıştır. Nitekim miras bırakana ait; İstanbul ... Sulh Hukuk Mahkemesi ..../...E. ..../...K. Sayılı mirasçılık belgesinde tereke 2 pay olarak kabul edilmiş ve 1 pay müvekkile tahsis edilmiştir. Ancak müvekkil, muris eşi ...........'a ait her türlü taşınır - taşınmaz mal varlığını, borç, alacak, kıymetli evrak ve nakdi kabul etmeyip muristen, payına düşen MİRASIN TAMAMININ KAYITSIZ ŞARTSIZ REDDİNİ talep etmektedir. Hukuki Nedenler : TMK, HMK ve sair deliller. Hukuki Deliller : Nüfus Kayıtları, Mirasçılık Belgesi, Ölüm Belgesi, veraset ile ilgili evraklar, tanık, bilirkişi, yemin, keşif, her türlü yasal delil. Netice ve Talep : Yukarıda izah edilen ve re'sen nazara alınacak sebeplerle; müvekkil .................'ın, miras bırakan ............. (TC:..............) 'ın mirası reddettiğinin tespitini ve tescilini Sayın Mahkemeden bilvekale talep ederiz. ../../.... Davacı Vekili Av.................................. Ek-1: Veraset İlamı

  • Nafakanın Arttırılması Davası - Davalı İstinafa Başvuru Dilekçesi

    İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİNE İLGİLİ HUKUK DAİRESİNE Gönderilmek Üzere İSTANBUL .... AİLE MAHKEMESİ HAKİMLİĞİNE Dosya No : 2024/....E. Yerel Mahkeme Dosya No : ...../..... E. ....../.... K. İstinaf Kanun Yoluna Başvuran Davalı : İSİM SOYİSİM Vekili : Av...................... (Adres Antettedir.) Davacı : Müşterek Çocuk.... Adına Velayeten; İSİM SOYİSİM TC Vekili : Av...................... Konu : İstanbul .. Aile Mahkemesinin ../... E. .../.. K. Sayılı hukuka aykırı kararına karşı istinaf dilekçemizden ibarettir. Tebliğ Tarihi : ../../...... (e-tebliğ) Açıklamalar Taraflar, İstanbul .. Aile Mahkemesinin ../... E. .../.. K. numaralı dosyası ile ../../.... tarihinde boşanmışlardır. Boşanma sonucunda tarafların müşterek çocukları olan .................' nın velayeti davacı taraf olan anneye verilmiştir. Mahkeme aynı zamanda velayeti davacı tarafa verilen çocuk için kesinleşme tarihinden itibaren aylık ............... TL iştirak nafakasının davalı müvekkilden alınıp davacı anneye verilmesine hükmetmiştir. Boşanma davasının kesinleşmesinden henüz bir sene dahi geçmeden davacı taraf ../../.... tarihinde iştirak nafakasının ...........- TL'den .........- TL 'ye çıkartılması için nafaka artırım davası açmıştır. Yerel Mahkeme hatalı ve hukuka aykırı olarak DAVANIN KISMEN KABULÜNE karar vermiştir. Şöyle ki; NAFAKA ARTIRIM DAVASININ AÇILMASI İÇİN HUKUKEN ZORUNLU ŞARTLAR SAĞLANMAMIŞTIR. İstanbul ... Aile Mahkemesi nezdinde görülmüş olan işbu "nafakanın arttırılmasına" ilişkin dava hukuken gerekli zorunlu unsurları sağlamadığından esastan reddi gerekmektedir. Türk Medeni Kanunu'nun m.182 gereği çocuğun velayeti kendisine verilmeyen eşin gücü oranında çocuğun giderlerine katılmak zorunda olduğundan söz etmektedir. Burada önemle üzerinde durulması gereken husus; nafakanın tespitinde, arttırılmasında veya azaltılmasında velayet sahibi olmayan kişinin ekonomik durumunun doğru olarak tespit edilmesi sonrasında nafaka hususunda karar verilmesi gerekliliğidir. Aşağıda yer alan Hukuk Genel Kurul kararında görüleceği üzere, yukarıda izah ettiğimiz hususlar doğrultusunda karar verilmesi gerektiğinden söz edilmektedir. Keza iştirak nafakasına hükmeden mahkemenin işbu nafakanın tespitinde açıkladığımız hususlar doğrultusunda karar oluşturmadığı aşikardır. Davacının iddialarının aksine dosyada mübrez ve tarafımızca sunulan diğer belge ve kayıtlardan anlaşılacağı üzere müvekkil günlük kazançlarla hayatını devam ettirmeye çalışmaktadır. Keza, müvekkilin sigortası olmadığı gibi adına kayıtlı hiçbir araç veya tapu kaydı dahi yoktur. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/2916 E. , 2019/1130 K.; "Mahkemece, nafaka takdir edilirken; çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir." Devamında yine kanunun ilgili maddelerinde ( TMK 182,330,331 vd. ) nafakanın miktarının tespitinde yükümlünün hayat koşulu ve ödeme gücü doğrultusunda tespit edileceği ve değişen koşullar doğrultusunda nafaka miktarının değişebileceğinden ve nafakanın kaldırılabileceğinden söz edilmektedir. Müvekkil hayatın değişen koşullarında işsiz, gündelik çalışan, hiçbir gelir garantisi olmayan, borçlu, çeşitli hastalıklara sahip olup bunların tedavisini yapamayan, tabiri caizse yaşamaktan ziyade hayatta kalmaya çalışan bir bireydir. Hal böyle iken ../../...... tarihinde mahkeme kararı ile ........-TL üzerinden kesinleşen iştirak nafakasının 5 kat arttırılarak .........-TL talepte bulunulmasının hayatın olağan akışında hiçbir yeri yoktur. HUZURDAKİ DOSYA İLE İLGİLİ BOŞANMA KARARI ../../...... TARİHİNDE KESİNLEŞMİŞTİR. Davalı müvekkilin, davaya konu nafaka ile ilgili yükümlülüğü boşanma davasının gerekçeli kararında yazıldığı üzere "kesinleşme" tarihinden itibarendir. İstanbul .... Aile Mahkemesi dosyasında .... tarihinde müvekkilin ekonomik durumu ve diğer tüm parametrelerin araştırmasını yapan mahkeme müvekkilin "ödeme gücü" ile orantılı olarak ..-TL nafaka ödemesine hükmetmiştir. ......... yılında dahi ........-TL ödeme gücüne sahip müvekkilin .... yılında hayatında ekonomik olarak olumlu hiçbir gelişme olmadığı halde nafakanın arttırılması hukuka aykırıdır. Zira, .... yılı ülkemizde yaşanan enflasyon sonucu müvekkilin .... yılında sahip olduğu ".....-TL'lik ekonomik gücü" dahi neredeyse yoktur. Kaldı ki, davacı kadının nafakalardan bağımsız olarak müvekkilden "sürekli para istediği" ve müvekkilinde arkadaşlarından borç para almak suretiyle, davacı kadına para gönderdiği gerek TANIK ANLATIMLARI GEREK MESAJ KAYITLARI GEREKSE DE BANKA KAYITLARIYLA İSPATLIDIR. Tarafımızca işbu husus duruşmalarda dahi defaatle izah edilmiştir. Ancak Sayın Mahkeme, tüm delil ve ısrarlarımıza rağmen işbu husus üzerinde hiçbir şekilde durmaksızın karar vermiştir. Bu bağlamda davalı müvekkilin bir yıl kadar süredir zorlanarak ödemekte olduğu nafakaya yönelik artırım talebinde bulunulması vicdanen uygun değildir. MÜVEKKİL, ÖDEDİĞİ NAFAKA DIŞINDA DA MÜŞTEREK ÇOCUĞUN BİR ÇOK GİDERLERİNİ ÜSTLENMİŞTİR. Dosyaya sunduğumuz mesaj kayıtlarından, dekontlardan ve dinleteceğimiz tanıklardan da anlaşıldığı üzere davalı müvekkil nafakalarının ödemesini eksiksiz şekilde yerine getirmiştir. Bunlarla birlikte yine kayıtlarla ve tanık anlatımlarıyla da ispatladığımız üzere sorumluluğunda olmamasına rağmen müvekkil tarafından davacıya başkaca birçok ödeme yapılmıştır. Hal böyle iken tüm ödemeleri eksiksiz şekilde yerine getiren hatta fazlasıyla ödemeler yapan müvekkile karşı nafakanın ödenmediği iddiası izahtan varestedir. Dosya genelinden anlaşılacağı üzere müvekkil halihazırda ödediği iştirak nafakası miktarını dahi ödemekte zorlanmaktadır. Nafakanın arttırılması şu aşamada müvekkilin hayatını devam ettiremeyecek hale gelmesine sebebiyet verecektir. Açıkladığımız tüm nedenler ile; sunulan, ve celp edilen belgeler ışığında değerlendirme yapıldığında verilen karar hukuka aykırıdır. Sayın Mahkeme tarafından; nafaka artırım davası haksız ve koşulları oluşmadan açıldığı, davacı tarafın ileri sürdüğü gibi müvekkilin refah seviyesinin yüksek olmadığı, davacı tarafın beyanlarındaki çelişkiler, davacı tarafın müvekkilin mahkemece hükmedilen iştirak nafakasını ödemediğine yönelik beyanlarının gerçeği yansıtmadığı halde bu hususlar hiç bir şekilde incelemeye tabi tutulmamıştır. Yapılacak istinaf incelemesi sonucunda işbu hususların incelenmesini, hatalı ve hukuka aykırı olan Yerel Mahkeme kararının kaldırılarak davamızın kabulüne karar verilmesini talep ederiz. Netice ve Talep : Yukarıda izah ettiğimiz ve re'sen nazara alınacak sebeplerle; İstinaf başvurumuzun KABULÜNE, İstanbul ... Aile Mahkemesi ../.. E. ../.. K. Sayılı kararının KALDIRILMASINA, Yeniden yargılama yapılarak talebimiz doğrultusunda huzurdaki davanın REDDİNE, Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa YÜKLETİLMESİNE, Karar verilmesini bilvekale talep ederiz. ../../...... Davalı Vekili Av. .................

  • Savcılık - Dosyanın Uyapa Taranması Talebi

    İSTANBUL CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI Dosya No : 2024/.... E. Açıklamalar Yukarıda soruşturma numarası yazılı savcılığınız nezdindeki dosyada şüphelinin haklarının gerektiği gibi savunulması, dosyanın takip edilebilmesi vs. gibi lüzumlu nedenlerden dolayı dosyayı incelemeyi talep ederiz. Tüm bu nedenlerden dolayı dosyanın incelenmek üzere UYAP'tan tarafımıza sunulmasını vekaleten talep ederiz. ../../.... Şüpheli Müdafi Av. ........................

bottom of page